Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Hangi geceydi?

Tam olarak ne zaman başladı bunlar? Hep vardı da içerilerde mi tutuyordun, tutabiliyordun? Yoksa bir zaman öncesi miydi? O zamanı sayabiliyor musun? Anımsıyor musun yoksa o kısımlar da bulanık mı geri kalan her şey gibi.

İlk kim gördü bakışlar dışında kalanı, gözlerinin rengini manasız bırakanları kim görebildi ilk? Hatırlıyor musun? İlk kim sana ayna tuttu?

İlk ne zaman dedin bir başkası var içimde, benden başka birileri konuşuyor. İlk kendini ne zaman hissettin ve duyabildin? İlk sen miydin seni korkutan, yoksa başkası mı kulağına söyledi, seni sana anlattı?

Bir zamanları hatırlarsın belki de, aynaya baktığın zaman aslında bakmadığın zamanları. Saçına, kaşına bakıp, iki gram bir şeyler yüzüne sürüştürüp dönüp gidebildiğin zamanlar hani. Vardır ya. Olmuştur mutlaka. Fakat hatırlayabiliyor musun?

O kadar mı uzak yoksa, bakışlarından kaçmadığın zamanlar.

Ne zaman başladı bütün bunlar.

Bütün bu uykuya dalarken konuşmaların, kendi kendine muhabbetlerin. Karanlığı sevip, aydınlıktan kaçışların... Ne zaman başladı?

Zaman kavramını yitirmişsindir başladıktan sonra. Belli değildir artık, gün gece daha sonrasında aylar ve en son hangi yıldı? Hatırlayamazsın. Çünkü bir zamandır ve sonrası düz ve sonsuz bir çizgi olmaktan çıkar. Sonrası hep daireler çizen aynılıktır.

Bir gidiyorum sanırsın, bir de dönüyorum. Aslında hiçbir yere gitmeden...

Eylemler manasızdır artık. Bir yerlerde bulunuyor olman yalnızca vücut olarak varlığını sağlayabilir.

Bir yerlere gerçekten gidebiliyor olduğun zamanları hatırlayamazsın. Çünkü o zaman sayılamaz hale gelmiştir, çok zaman önce bir yerde durmuştur.

Senin zamanın durdurulmuş.

Gece gibi. Geceleri zaman durur yalnızca. Gece herkes hayalet olur. Hareket etmeye başladığın zaman yadırganman bu yüzdendir. Gece gibidir artık hayatın tamamı. Sen devam ettikçe, garipser seni hayatının kalanı.

Bir zaman önce sen bir gecede durmuşsun. Hatırlamadığın, istesen de bulamayacağın bir an'ın sonucudur bu.

Bir gecedir muhtemelen, bir soru sorulmuştur sana. Ya aynadaki yansıma konuşmuştur seninle, ya bir başkasıdır, ya tanımadığın bir insanın söylediği cümle çalmıştır kafanda. Bir anda olmuştur. Ya da bir gece süren...

Bir soru, hayatını döngüye sokan.

Sonsuz çizgiyi kıvırıp sana doğru çeviren.

Şimdi tam olarak ne zaman başladı bunlar bilmesen de... Her şey senden çıkar bilirsin. Senden başlar, ve tekrar senin içine döner.

Çünkü sen sayılamaz bir zamandır içindesin.

Gecedesin ve gece güzelsin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten.