Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

pusher or puller.

Paraşüt açıldı.

Hep açılmaz sandığım paraşüt. Rüyalardan düşerek, çakılarak, parçalara ayrılarak uyanırdım. Hep çıktığım yolun inişinden korkup boşluğa atlayarak inişi acılı gerçekleştirdiklerimi hatırladım. Öyle bildim. Acil inişler. Sert düşüşler. 

Süzülüyorum adeta. Kanat gibi paraşütüm var. Manzara aşağıda, öyle güzel ve temiz gittiğim yer. Kendime gidiyorum. Her yalnızın yaptığı gibi ben de kendime gidiyorum.

Renkleri görüyorum, tenimi hissediyorum, beynimdeki çarpışmaların sesinden duyamadığım sesleri duyuyorum. Sadeleşiyorum. 

Düşüyorum. Rüzgarı güzel... 

Hep sorular sordum hayatım boyunca. Cevabının olmayacağını hiç düşünmeden inatçı bir çocuk gibi tepinerek sordum. Bazen ağlayarak, bazen hırsla, bazen ezilerek sorduğum sorular. Sorulardan dağ yapıp üzerine çıktım. 

Ben baktığımda kimse bakmıyordu. 
Ben gittiğim zaman yok oluyordu sorular. 
Benden çıkıp, seslenip, gürültünün içinde hiç yer etmeden, duyulmadan uzaya giden cümleler, cümleciklerim. 
Ben sustuğum zaman konuşuyordu herkes, aynı ben konuşurken konuştukları gibi. 

Birileri hiç sormadığım sorulara, hep çok uzun ve geç ve de yanlış cevaplar veriyordu. 

Soruların cevabı yoktu. Soruların cevabı yoktu. Soruların cevabı yok mu? Soruların cevabı yok. Sadece yok.

O zaman sessizliğin neresi kayıp? O zaman konuşmanın neresinde başlıyor paylaşım? 

Bazen susulur. Ve susmak iyidir. 

Paraşüt açıldı. Düşüyorum, susuyorum. Koskoca dağ yanıyor. Helikopterlerleri istemiyorum.

EYorumlamam bu kadar.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o insan kişisi iyi bir anne ya da k

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy