Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

durum bildirimi.

bak biraz bak.

başkaları da bir şeyler söylüyor ya hani? senin sesin dışında sesler var hani.. onlar sana konuşuyor. seninle konuşamıyor zira, iletişim karşılıklıdır. veri girişi ve geri bildirim gerek. geri bildirim senin kafandan geçenlerin sunumu değildir. geri bildirim için karşındakinin söylediğini fiziksel olarak duyman ve çözümlemen gerek. anlaman gerek. algı! you know? bildin mi? algı. algıladın. sonra kendi düşünceni bir kenara koy. duyuyorum diyorsun ki, kendi düşüncemi nasıl.. nasıl kenara koymak? nas?

evet. senin düşüncen. orada sadece.. her yerde değil.

diğer insanlar var ya hani, görüyorsun, anlatıyorsun, onlar için bütün bu roller, bütün bu çaba. işte onların düşündükleri seninkinden farklı olabiliyor. inanılmaz dimi! hepimiz geçtik bu evreden.. 13 yaşımızda falan. olabilir.. sen geçmemişsindir. bu şok edici bilgiyi ben sana vermiş olayım. başka düşünceler de var. ve kimse bilmeyebilir hangisinin doğru olduğunu. değişik dimi. evet doğrunun olmadığı düşünceler var. EVET seninki de doğru olmayabilir. şimdi bunu bir sindirelim.

başka insanlar var. onlar farklı. onlarda farklı cümleler var. o cümleleri duyunca, kendi cümlelerimizle karşılık vermek yeterli değil. anlayıp üstünde düşünmek gerekebilir. düşünmek evet. direk kabul etmek ve direk olarak reddetmek değil. durmak. düşünmek.

mesela bir milyon insan tanıdın, hepsi aynı şeyi söyledi. senin fikrini onayladı. mesela hepiniz aynı şeyi istediniz, aynı planı yaptınız hayatınızla ilgili, öyle olması gerektiğine inandınız ya da gerçekten istediniz. sonra biri çıktı tam tersini söyledi. ben dedi, böyle böyle sizin istediğinizi istemiyorum. bir milyon insan içerisinde ilk defa farklı düşüncede olan biri. aman allaaaaam. deme. de ki evet belki de.. düşünülebilir. belki de öyle bir fikir hiç duymadın. beyninin kıvrımları bile belki bilmiyor öyle bir hayatı. bırak düşünsün... bırak, kıvrımlara izin ver oluştursun hayali. belki de diğer milyon doğru değil. belki bir kişi doğru. senin doğrun, bırak değişsin. bırak şekil alsın. kalıbı çıkar. bırak dolsun... bırak renklensin. bırak çıldırsın. bırak sen. sonra sen bulursun istediğin rengi. boyarsın beynini.

ama şimdi ve sonra bırak insanlar sana göre normal olmasın. bırak insanlar senin sıradan dediğinden farklı olsun. ama sen onlara sıra dışı deme. sen onlara çıldırmışsın deme. sen onları kabul et. inan, hayatın boyunca her gün bir milyar fikir duysan, ölürken hala dersin ki başka şekiller de var. başka hayatlar da var yaşanabilir. mutluluklar da var, senin sıradan dediğinin dışındaki hayatlarda.

çık oradan o küçülttüğün, daralttığın kıvrımlardan. çık o dümdüz giden yoldan. belki de bir başkadır her şey? belki de bambaşkadır. belki sonsuzdur. belki bu kadar basit değildir ha?

belki o `yok artık daha neler` dediğin senin mutluluğundur.

belki senin çabalamaman gerekiyordur. isteklerin uğruna değişmeden, geleni alarak ve istemediklerini sakince bırakarak, herşeyin düşeceği yere düşmesine izin vermen gerekiyordur.

belki senin yok olanları uzaktan izlemen gerekiyordur.

gece oldu, güneş doğdu, bekle ve bırak sonra.

belki başka bir düşünce gelir. belki de sen yanlış yoldasın. siktiret çoğunluğu. tek başına ol. tek ol. yalnız ol bi kez. yalnızlığı al bas bağrına. yalnızlığı al seviş. kendi yalnızlığını izle, benimse, sarıl, tanı. ezbere bil her hücreni. bil. oluşturma hiç bir şeyi. var olanı al diyorum.

özgürsün işte.

senin olanla özgürsün. gelen her şeye açıksın. şimdi sen yaşayabilirsin, ölüm gelene dek sen yaşarsın sadece. o kadar... nefes alırsın. nefes verirsin. senin dışındaki bütün insanlar gibi.

bu kadar hayat. yaşam. yaşamın güzelliği. hayatının özelliği. bu kadar. ölene kadar, yaşamak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten.