Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

sen okuma anlamazsın.

öldürdüğün herkesin bir anda mezardan çıktığı ve sana koştuğu bir gece. sanki aynı anda çocukluğunsun ve aynı anda ölüm döşeğindesin. en iyi hissettiğin gün ve dibe vurduğun an aynı anda canlanıyor içinde. müthiş bir heyecan ve kahrolmak gibi aynı anda. panik atak anında rüya görüyor gibi. bu tek başıma benim anılarım olamaz gibi, hissedebiliyorum ne varsa ortalıkta boktan olan yaşıyorum gibi. başkalarının boktanlıklarını taşıyorum gibi. 

üstüne hayvan gibi bina dikmişim temeli sağlamlaştırmadan gibi. bina sağlam da işte arada içimden geçiyor -ta ki uyuşturana kadar- çökecek kafama hissi. kafama ve hayatıma ve içime ve dışıma. mahvolucam biliyorum. 

bir noktaya kadar kafamdakileri üzerine yıkabildiğim insanlar var. bir noktadan sonra o insanları ne kadar sevdiğimi farkedip konuşacak son insana gidişim var. o da ben. benle de konuşulmuyor ki. aşırı dark bi kafa. pis dibe çekerim. bilirler öldürürüm. bir anda ne olduğunu şaşırırsın. aşırı realistim çünkü. bunun adı herkese göre pesimistlik/kötümserlik. içimizden yavaş yavaş çıkıp giden ve bitecek olan hayattan bahsedebilirim, bir anda. her şeyin ama her şeyin biteceğini hepimiz biliyoruz. bundan bahsederim kesin. ve bu olana kadar yaşadıklarımız, hissettiklerimiz, hayallerimiz, istediklerimiz, o an olduğumuzu sandığımız insan, olacağımızı sandığımız insan ve durum ne kadar da boş ve geçici bundan bahsederim. sonra biteriz. hep birlikte. ya hayvan gibi susup dibe vururuz ve ölümcül bunaltı gelir. ya da gözümüzden yaş boşalır, nefes alamayız gülmekten.

genelde de hayvan gibi güleriz. dark sense of humour da ilişkilerimizin temeli olduğundan. bu böyle gider. 

şuan hali hazırda yeni kaybettiğim, uğruna üzüldüğüm, istediğim, istemediğim, sevdiğim, özlediğim hiçbir şey yok. 

hayal kuruyorum. kurmaya başladığım ilk saniyelerde falanım. o anlar bunlar işte. o anlarda duruyorum. kalıyorum. sabotajın dibine vuruyorum. tekme tokat girişiyor bitirici kafam hayallerime. bu kadar yokedici bir kafayla da bir sikim yapılmıyor işte. 

işin en bok tarafı da aşırı haklı. aşırı derecede haklı. 

hiç kendimi öldürmeye yakın değilim. en azından aşırı merak ettiğim için hayatımın sonuna kadar devam edeceğime inanıyorum. ama şunu çok iyi biliyorum ki şuan yok olsam pek de bir şey değişmeyecek. bunu kendim ve gördüğüm bildiğim bir çok insan için düşünüyorum. var edecekleri insanlar için de umarım olmazlar diye düşünüyorum. hayatımızın şuan durduğunu ve hiçbir şey değiştirmediğini düşünürsek gerçekten bunu anlayabiliriz. lan 30 gündür yaklaşık hiçbir şeye yakın bir şey yapıyoruz. ve ne oluyor? hiçbir şey. which means. biz gerçekten hiçbir şeyiz. 

kaloriferin altında ki örümcek belki daha işlevseldir. 

bu kendimizi öldürmemizi gerektirir mi? asla. 

hangi birimiz öldürsün? ve ne için? yine kalan şey çok boktan. 

siktiredip yaşıcaz da bunlar işte insanın aklından geçen şeyler olmalı mı? bence olmamalı.

insan yataktan kalkarken "kalkmasam da olur" "hiç varolmasam da olur" diye düşünmemeli.

bu hayata karşı iyi bir yaklaşım değil eğer cidden yaşamak istiyorsan. 



gerçekten mutlu olmak da şu bence, kendin gibi düşünen insanlar görmek. bulmak. ve sonunda paylaşmak. peki bu ne kadar zor olabilir? 

- dümdüz söylicem - hiçbir şeyin farkında olmadığı için mutlu olabilen insanlar var ya onlar buluyor paylaşıcak birileri. onlar paylaşır. istediği ayakkabıyı paylaşır, onu giyer ayağını paylaşır, tanımadığı insanların hayatını izler onu paylaşır, peşine düşeceği ve çılgınca nefret edeceği durumlar yaratır, aşırı aşık olur, tüketir, tüketmek ister, çok fazla şey hisseder, bunu normalleştireceği insanlar vardır onlarla paylaşır ve onlarda onun hiddetini hisseder, o da paylaşır, paylaşırlar her bir hücrelerini paylaşırlar, karşısına çıkan herbir şeyin atomuna nüfus etmek isterler, içlerine almak, bütünleşmek isterler, paylaşa paylaşa bir olmak isterler. olurlar da. sonunda paylaşır ve hep haklıdır. haklı olmak çok iyidir. o hep çok haklıdır. aşırı derecede hak görür kendinde. dopdoğrudur falan. harika bir his olmalı lan bu. çok isterdim... peki...

ben kiminle neyi paylaşayım? 

bir noktadan sonra sevgim, saygım, empatim bana paylaşma lan ayı diyor. 

hadi sen geberdin bırak insanlar sağlam kalsın diyor. 

şuan mesela. 

yazma sebebim. burda yazıyorum zira okumaktan vazgeçebilirsin.

17 defterim var. bu sebepten. 

anlamazlar da değil artık. anlamasınlar. yazık lan. 

bu bir anda gelen kısır döngü halindeki müthiş sorguları kim duymak ister? 

sorular, cevapları da var. istemiyorsun cevapları. soruları seviyorsun çok belli. neden bir diğer insan daha sorsun bunları. neden bir diğer insan daha seninle gelsin diplere. magmaya. 

neyse ki nadir geliyor. çok nadir. çok çok az ataklar. çok fazla aşırı taşak geçmek hayatımla, hayatınızla iyi geliyor. çok çok uzak durmak aşırı iyi geliyor. 

en azından çok temiz duygularım var, çok kendi halinde, çok benim içimde, çok kendime ait. kimseyi katmadan, suçlamayı, parmakla göstermeyi bırakarak devam ediyorum. bir canlı içermeyen duygular yeşertiyorum. iyi ya da boktan tamamen bana ait. 

her şey tamamen bana ait. sıyrıldığımı hissediyorum tüm fiziksel durumlardan. her hissettiğim, yaşadığım, başı, sonu, sorumlusu, başlatanı, bitireni, yazanı, çizeni, oynayanı, benim. tamamen benim. yüzde yüz hissediyorum. 

paylaşamıyorum. 

bazı anlarda yüzde bin oluyor, uyuşturmak istiyorum, başarıyorum. 

en azından ben cümle kuruyorum, baya sonuna geldiğin zaman başını hatırladığın cümleler kurabiliyorum. ve ben başarıyorum. 

bay.  

Yorumlar

  1. Çok yazım oldu aynı bu şekilde, kalktığımda hiç iyi hissetmedim aksine bir sinirle uyanamıyorum ölmemiş olmamın verdiği mutsuzluk her gün başa sarıyor 11 şarkılık liste gibi sevemediğim insanlar arasında geçen her gün kimseye anlatamadıklarımı anlattığım karanlık sonra gözlerini aç sabah olmuş yine kızgınlık yine boka saran gün ...

    Kendin gibi birini bulmak çok zor gördüklerin kendileri değil kabullenmiş yalnız kalma korkusundan

    Tek bir gün heyecanımı hatırlıyorum dün gibi ortakulda uyuyamazdım noldu işte birşey oldu o zamanlar gitti hevesim hayata dair kendimide ifade etmekte zorlanırım ben zaten olmadım olamadım ben tam o gün bugündür.

    Umarım senin gibi birini bulursun

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

gaslightingin türkçesi adam sikmektir.

manipülatif insanlar hakkında konuşacağım. tamamen klinik vakalara olan ilgimden yazılmış bir yazıdır. hiç yaşamadım zira manipülasyonu 50 km öteden anlayıp kaçıyorum.  şimdi çok önemli bir bilgi vericem bunu yazın bir yere; manipüle edilmeye çalıştığımı nasıl anlıyorum, şöyle: normalde doğru olduğunu bildiğin ve her zaman yaptığım herhangi bir şey var (33 sene içerisinde herhangi bir zamandayız), görüştüğüm ve görüşmemde sorun olmayan herhangi biri var, gittiğim ve gitmekte sorun görmediğim herhangi bir yer var, bir müzik var dinlediğim, bir giysi var giydiğim, bir inanç var inandığım herhangi bir şey olabilir ve: birisi bana gelip diyor ki  "yapma bunu, çünkü ben istemiyorum"  "çünkü ben üzülüyorum" "çünkü bana göre yanlış ve bu sebepten yapmamalısın" "sadece beni üzdüğü için bu yanlıştır" vb. welcome to the manipülasyonun anası world.  akıl sağlığınızın yerinde olduğuna güveniyorsanız. ne yapıyorduysanız o insandan önce lütfen yapmaya devam ed

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o insan kişisi iyi bir anne ya da k

the only horrible thing in the world is gerçekten ennui.

boredom is a sign of satisfied ignorance, blunted apprehension, crass sympathies, dull understanding, feeble powers of attention, and irreclaimable weakness of character. james bridie boredom is certainly not an evil to be taken lightly: it will ultimately etch lines of true despair onto a face. It makes beings with as little love for each other as humans nonetheless seek each other with such intensity, and in this way becomes the source of sociability.” schopenhauer the only horrible thing in the world is ennui, Dorian. That is the one sin for which there is no forgiveness. oscar wilde - the picture of dorian gray. hepinize katılıyorum, tüm kötülüklerin anası alkol değil can sıkıntısıdır. ben.