Ön kamera niye var? Demiştim. Net hatırlıyorum.
Hali hazırda büyük bir kesim çeşitli ruhsal rahatsızlıklarla boğuşuyor.
Uzun süredir gördüğüm terapistlerle olan seanslarımızda bir konu defalarca gündeme geliyor.
“Korkutan düşüncelerden kaçmak.”
Kaçmak demek o düşünceyi beynimizden atmak için gösterilen müthiş çaba.
Bence çoğu ruhsal bozuklukta (düşünce farklı olabilir) bu düşünceden kaçma, onu yalanlama, onu düşünürken kendini teskin etme ve en önemlisi o düşünceyi yalanlamaya çalışma ya da başkalarından yardım isteme var. Yani o düşünceye cevap verip onu bi bok sanma var.
Bu da şöyle: “Çirkin olduğumu düşünüyorum.” değil de hatta “Ben çirkinim.” Diyorsun. Aklından öyle bir düşünce geçti ama sen onunla konuşmaya karar verdin. Onu ciddiye aldın bir duygu hissettin ve gitsin istiyorsun. Ne yaparsın?
“Güzel miyim?” diye sorarsın. Ya da “Çok güzelsin.” cevaplarının daha fazla olduğu ortamlarda bulunmayı tercih edersin.
Buna, aklımızdan geçen ve gelip gidecek olan düşünceye cevap vermek deniyor.
Aslında şöyle… Cevap vermezsen onun sadece geçip gitmesine izin verirsin. Onun bir düşünce olduğunu anlarsın… ve bunu düzenli bir şekilde aylarca belki yıllarca yaparsan, ruhsal rahatsızlıklarının seni rahatsız etmesi günbegün azalıyor.
Şimdi çoğu insan nahoş düşüncelere cevap olarak verdiği “nahoş duygu”dan otomatikman kaçmaya çalışıyor.
En kolay yollar kolay ulaşılan hazlar; aşırılı alkol, uyuşturucu, tıkınma - özellikle karbonhidrat şeker-, seks vb.
Yani o düşüncenin ortaya çıkmasına sebep olan duygusal boşluğun üzeri öyle bir kapatılıyor ki uzun vadede bu bir refleks olduğundan boşluğun varlığı bile algılanmıyor. Doğal olarak çözüm de aranmıyor.
Bu kanıksanmış kısa vadede işe yarayan yanlış tedavi yollarını seçerek insanlar hayatını sürdürüyor.
Bu durumda da en kolay hazlardan birine dönüşmüş olan yeni bir şey hayatımıza giriyor.
Alkol, uyuşturucu, seks, tıkınma benzeri ve belki en kötüsü çünkü görüntüde en az zararlı olanı.
“Like alma. Görülme. İzlenme sayıları.”
Bu çok kolay ulaşılabilir haz alma şekliyle birlikte bence insanlar bir daha asla geri dönmemek üzere asıl benliklerini arkada bırakıyor.
Kendi yarattıkları benliklerin, vücutlarının ve sahip olduklarını düşündüklerini sergileyerek algoritmaların kurbanı oluyorlar.
Çünkü kolay haz, kendine bir şey ispatlamana gerek yok. Gerçek olmasına hiç gerek yok. Sen sadece başkalarına göster, mış gibi yap, Likeları al, sabah kalk bir daha yap...
“Like al. Gerçek olsun.”
“Güzelsin, zenginsin, mutlusun.”
“Her şeye yetişiyorsun. Evin tertemiz. Sağlıklı besleniyorsun. Cildin parlıyor.”
“Spor yapıyorsun, kıyafetlerin çok fazla, ayakkabıların son model.”
Kötü duygular ve düşünceler toksik hale gelene kadar çok uzaktalar. Geldiklerinde de işte Britney Spears misali..
Çoğu şey aslında kolay ulaşılabilir duygusal boşluğa yedirmelik hazlarla ilgili. Hızlı, yüksek. Bence böyle..
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder