Eski yerler mi yeni hisler mi yazdırıyor bilmiyorum. İkisinin de peşinden koşmadığıma eminim. Yüzyıldır içinde olduğum halden koparan herhangi bir şeye karşı ilgi duymuyorum, duyamıyorum, duymak istemiyorum eminim.
Bir yorum var nereden geldiğini bilmeden de olsa bende yer etmiş, aklıma her geldiğinde de kısa bir gülümseme ardından hassiktir ordan demekten kendimi alamadığım...
Yine geçti aklımdan bugün. Eski berjerlerin etkisi olsa gerek, tozlu raflardan çıkarttım.
"Hatırlasana bir kadeh rakı, birkaç tane sokak kuşu ve dünyayı iki kişilik yapabildiğin biriyle karşı karşıya olduğunda ne kadar dingin ve kendinden emin oluyorsun."
Evet. Bana söylemişler.
İki yanlış var burda; dünya asla iki kişilik olmuyor. Her zaman iki kişinin varolduğu senaryolarda iki ayrı dünyanın savaşını görüyorsun, her daim sonunda kaybeden biri oluyor. Diğeri daha da yanlış; bir kadeh rakıdan mutlu olan yok. Her daim üç, dört, beş ve aşırı mutlusun ve sabahına ölmek istiyorsun vb.
Ben iki ya da üç kişi farketmeksizin karşı karşıya geldiğimde yarattığım dünyayı paylaşmama kararı alalı çok oldu. Ne kadar uzak olduğumun anlaşılmasından haz etmediğimi anladığımdan beri sanki bir dünya varmış ve herkimse -ben hariç- onun bilinciymiş gibi yaşamayı seçtim. Sonsuza, sonuna ya da susana kadar.
Dürtme, anlatma, uzun cümleler, tartışmalar, canlandırmalar ve yani her çeşit fiziksel iletişimden kaçınıyorum kısa ya da uzun süreli karşılaşmalarda.
Tamamen susalım ve anlayalım kafasındayım. Anlamıyorsak zaten siksen anlamayacağız. Anlatmak of. O kadar zor ve emin ol o kadar imkansız. İnanılmaz ama bir diğer gerçek herkes bence farkında. Ben de öyle. O yüzden sormamak, o yüzden de neler yaşanıyorsa kafamın içinde, rüyamda, hayalimde en çok da midemde ve sırtımda, kendi çapımda, bir kaç metrekare dışıma taşacak şekilde var edip baktım gören, duyan, elleyen yok bir an evvel öldürüyorum.
Tabi her insan gibi kafa sikme modunu on'a aldığımda da etrafımda olmasını istediğim insanlar biriktirdim. Çok tatlıyız. Dayanma sınırlarımız çok geniş. Çünkü biz hepbirlikte susmayı seçtik. Bence iyi yaptık. Zira hepbirlikte herkese konuştuğumuz zamanları da tecrübe ettik. Yorgunluk, yaşlılık ve gerizekalı insanların da katkılarıyla hızlı vazgeçtik. Çok mutluyuz.
Hayır tabii mutlu değiliz. Ama önemli olan hiçbir zaman mutlu olmak olmadı...
"Hatırlasana 6 kadeh rakı, bir kaç kedi, ve dünyanın bütün dertlerini üzerine yıktığında bile karşında durabilen insanlarla ne kadar rahatça aciz ve iğrenç yanlarını paylaşıp huzur bulabiliyorsun."
Al sana yorum. Huzur must.
Bu sebepten, sessizlikten rahatsız olanlar beni asıl rahatsız edenler. Neden-nasıl gibi soruların cevaplarını vermeye-almaya çalışanlar alık ve bilinçsiz. Sadece kendisi istediği için bir şeyi olacak sanan olmayınca da aşırı şaşıranlar.. sözün bittiği yer gerçekten. Tamam her şey seninle ilgili sanıyorsun da bi şey söylemem gerek tam tersi aslında. Baya hiçbir şeyin seninle ilgisi yok. Yani şöyle; siktiret bütün sorularını, geldiği yere direk yolla, bir şeyin seninle ilgisi varsa zaten bileceksin -istemesen de- Bekle. Ya da siktirgit bekleme. Ya da naparsan yap banane amk. Ama düşünme. Hücren ölür sadece. Geberir gidersin çünkü kısa bir zaman sonra.
Yarısı kendime, yarısı da tanıdığım en az benim kadar iq su düşük insanlara verilmiş tavsiyelerim bunlardı, evet.
Şuan karar verdim kesin eski püskü bu odanın içinde ki yaşanmışlıklar yazdırdı bana... Kimbilir kimler neler yaşadıfhdjsfln. Şaka tabi.
Aslında tüm konu kanat seslerinin aniden susmasıyla ilgiliydi. Yoruldum ben. Birkaç şarkı üstüste dinledim, bir kaç gün uyanık kaldım, bir kaç rüyayı gözüm açık gördüm, 50küsür film izledim ama tabi kafamın içinde sonu boka sarınca da sanırım, yazdım.
Evet, devam.
Yorumlar
Yorum Gönder