Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

bunlar hep sıkıntıdan..

yarın başımıza bir şey gelmeyeceğinin bir garantisi var mı? diyoruz ya bazen. keşke hep desek bunu. sürekli desek. desek ve sürüncemede kalan ve değiştirmesi elimizde olan şeyler hakkında tembel ve korkak olmasak. bazıları elimizde değilken bile insanın midesine kramplar sokuyor beklemekten bekleyen yerlerin uyuşuyor ya da sıkıntıdan delirmiş gibi oradan oraya zıplamak gibi saçma isteklere sahip oluyorsun. bir de halledebileceklerimizin listesi var bende o liste uzun. duruyor öyle. genelde unutmaya çalışıyorum ya da yok sayıyorum sanki öyle doğmuşum aslında hiç değişmeyecek gibi davranıyorum. içten içe bilsem bile asla bir şey yapmıyorum. yaparsam ölürüm çünkü. çözülebilecek şeyleri çözersem çok ayıp olur. yani yarın başımıza bir şey gelmeyeceğinin garantisi yok tabi ki ama bu cümleye inanıp gidemiyorsun işte. içten içe garantisi var sanıyorsun. ta ki başına gerçekten bir şey ya da aynı anda bir kaç şey gelene kadar. o zaman da yine ne yapıyorsun.. HİÇBİR ŞEY. insanoğlu inanılmaz. bi

artık hiçbir şeye şaşırmıyorlar -mış.

İnsanların yavaş yavaş delirdiklerini anlamam bundan uzun bir zaman öncesine dayanır. Mesela herkes "artık hiçbir şeye şaşırmıyorum" demeye başladı. Bunun sebebi ne yazık ki her şeyin stabil, dengeli, kararlı, düz, sağlam olması değil. Çok değişken olması. Şaşırma kısmını kaybettiğimiz an aslında çok şeyi yitirdik.  Artık hepimizde, herkeste bir tahammülsüzlük var. Bu hat safhalarda. Bir bozukluk gördüğümüz ilk anda oradan kaçma, uzaklaşma gerekirse yok olma ya da yok sayma isteğimiz var. Kimsenin durup, düşünüp düzeltmeye takati kalmamış. Her şeyi hemen yapmak istiyoruz. Hemen geçmek istiyoruz. Çabuk çabuk zaman kalmıyor gibi. Sen geç sıradaki. Hayatımızın en önemli günü gelecek, günler geçmek bilmiyor. Geriliyoruz, sinirleniyoruz, lanet insanlar haline geliyoruz etrafımıza verdiğimiz rahatsızlık bile umurumuzda değil. Etrafımız demişken.. Etrafını düşünen pek kalmadı bile artık. Bir durum hakkında bir fikrimiz oluyor peşinden ölümüne gidiyoruz. Koşuyoruz. Atlıyoruz ve ar

İçindeki canavarı öldürmek.

Sakladıklarımız büyür. Söylediklerimiz belki daha da büyür. Söyleyememenin dayanılmaz huzursuzluğu ve kustuklarının dayanılmaz rahatlığı arasında gidip gelmeyeceğin bir hayat en temizi. Yaşamak zorunda olmadığın bazı şeyler var. Bunları deneyim adı altında kendine kakalıyorsun. Çünkü nedir, genciz, bir daha genç olmayacağız, sıkıcı hayatlardan kaçmalıyız, kafamıza eseni yapmalıyız, pişmanlık nedir bilmemeliyiz. Biz en fazla ne hissedebileceğimizi öğrenmeliyiz. Uçlara kadar çıkartırsan heyecanını, sonunda ya çakılırsın ya da hissedemezsin. Uyuşturucu gibi. Eroin kullanmış bir insanın iki biranın vereceği keyfi anlaması mümkün olabilir mi? Hayatını sadeleştirmek de insana böyle bir acı verebilir. Her şeyi kalıbına uydurup çılgınca yaşamak isteğiyle yanarsın. Yaptıkların asla yetmez. Daha fazlasını istersin. Uçmak istersin. Yere basmamak istersin. İsteklerinden korkmamak istersin. Korkusuzluk ve cesaret arasında ki farkı göremezsin. Kendini ateşe atana dek devam eder. Bir süre sonra