Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

İçindeki canavarı öldürmek.

Sakladıklarımız büyür. Söylediklerimiz belki daha da büyür. Söyleyememenin dayanılmaz huzursuzluğu ve kustuklarının dayanılmaz rahatlığı arasında gidip gelmeyeceğin bir hayat en temizi. Yaşamak zorunda olmadığın bazı şeyler var. Bunları deneyim adı altında kendine kakalıyorsun. Çünkü nedir, genciz, bir daha genç olmayacağız, sıkıcı hayatlardan kaçmalıyız, kafamıza eseni yapmalıyız, pişmanlık nedir bilmemeliyiz. Biz en fazla ne hissedebileceğimizi öğrenmeliyiz. Uçlara kadar çıkartırsan heyecanını, sonunda ya çakılırsın ya da hissedemezsin. Uyuşturucu gibi. Eroin kullanmış bir insanın iki biranın vereceği keyfi anlaması mümkün olabilir mi?

Hayatını sadeleştirmek de insana böyle bir acı verebilir. Her şeyi kalıbına uydurup çılgınca yaşamak isteğiyle yanarsın. Yaptıkların asla yetmez. Daha fazlasını istersin. Uçmak istersin. Yere basmamak istersin. İsteklerinden korkmamak istersin. Korkusuzluk ve cesaret arasında ki farkı göremezsin. Kendini ateşe atana dek devam eder. Bir süre sonra ise yandığını bile anlamazsın birileri küllerini bulana kadar. Geçmişe bakmayan bir insan asla hata yapamaz. Geçmişini önemsemeyen biri asla gelecekle ilgili kararlar veremez. Yaptıklarından ders almak sıkıcıdır. Pişmanlık insan doğasına aykırıdır diye düşünen bir kafaya sahipsen her şey zorlaşır. Pes etmek istersin. Düşünmek yorucudur. Düşünmeden yaşamak istersin. Değer vermek, insanları kırmaktan korkmak, birilerini hayatına sokmak konusunda katı davranmak. Birilerinden korkmak, sana zarar vermesinden, kırmasından, gidecek olmasından, bunları kendine yakıştıramazsın. Sen savunma mekanizmanı her şeyin önüne koymuşsundur. Savunman basittir. Ben iyi zaman geçiriyorum ve işte bu kadar. Böyle bir hayatın da sonu yoktur. Başlangıç ve gelişme kısımlarından sonra sonu gelmeyecek, her sayfada aynı kısa hikayelerin yazdığı boktan bir kitap olursun. 

Çok uzun bir roman okuduktan sonra tekrar bir romana başlamak istemez insan. Bir süre kısa hikayeler okumak, kafanı çok yormadan sıkmadan hemen bitecek kitaplara başlamak istersin. Hatta başlamazsın bile belki. Bu da onun gibi bir süreçti. Ciddiyetten koşarak kaçmak budur işte. Korkmuşsun çünkü. Zarar görmüşsün. Kaçmak en güzeli hep senin için. Bir kaçış yöntemi olarak hissedemeyecek hale gelmekse başarıdır. Ben bunu başardığıma göre artık bir dur diyebilmem gerekiyor. Bazen bin tane olay yaşasan da bir kişinin tokadı gereklidir sadece. Kendinin. Kendi tokadın kendini kabul etmendir. 

Hiç öyle kolay değildir. İçindeki canavarı öldürmek. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...