Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ

ÖLÜM:

"İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. "

Nietzche

"Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır."

Santaya

Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır.

ANLAMSIZLIK:

"Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta?

Tolstoy


Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekmesi...

Camus'nun görüşü;

"umutsuz gecelerimizi" bağrımıza basarak, anlamsızlık girdabıyla yüzleşerek ve sonunda bir kahramanca nihilizm tutumuna vararak yeni bir hayat anlamı oluşturabileceğimiz..


"Bütün var olan şeyler bir neden olmaksızın doğarlar, zayıf bir şekilde yaşamaya devam ederler ve tesadüfen ölürler."

Sartre

Orestes kendisini önceki anlam sisteminden çekip çıkarır ve anlamsızlık krizine girer:

"Her şey nasıl da değişmeye başladı.. Şimdiye kadar sıcak ve yaşayan bir şeyin beni sardığını hissediyordum, dostane bir varlık gibi. O şey artık öldü. Ne boşluk ama! Ne sonsuz bir boşluk."


"Mutluluk sonuç olarak ortaya çıkar, onun peşinden gidilmez." Alan Watts: "Onu aradığın an kaybedersin." Bu nedenle zevk son hedef değil, insanın anlam arayışının bir yan ürünüdür.

BÜTÜN ANLAMLAR NEREYE GİTTİ?

Gerçekten daha sonra irdeleyeceğim gibi, anlamsızlık boş zaman ve serbestlikle karmaşık bir şekilde iç içe dokunmuştur: İnsan günlük yaşam ve hayatta kalma süreciyle kadar ilgiliyse bu konu o kadar az ortaya çıkmaktadır.


Nihilizm, başkalarının anlam bulmak için öne sürdüğü faaliyetleri itibarsızlaştırma eğilimiyle belirlenir; bu eğilim oldukça güçlü ve etkindir. Nihilistin enerjisi ve davranışı umutsuzluğundan doğar; bu kişilerin yıkıcılığı içeren öfkeli bir zevk arayışı içinde olduklarını ifade eder Maddi:

Hayattan çok fazla geri çekilme sürecinde yapısal olarak zararlı bir şey vardır. Kendinizi hayattan çıkarıp onu uzaktan seyreden izleyiciler haline geldiğimizde olaylar önemini yitirir. Filozofların "galaktik" ya da "nebulanın gözü bakış açısı" (veya kozmik ya da global bakış açısı) olarak ifade ettikleri bu bakış açısından kendimiz ve çevremizi oluşturan yaratıklar önemsiz ve aptalca görünür. Sayısız yaşam formundan biri haline geliriz. Hayat etkinlikleri saçma görünür. Zengin, yaşanmış anlar zamanın geniş alanı içinde kaybolur. Mikroskopik noktacıklar olduğumuzu ve kozmik zamanın küçük bir parıltısı dışında bütün hayatın tükendiğini düşünürüz.

Galaktik bakış açısı terapist için ürkütücü bir problem sunar. Bir taraftan eleştirilemez bir şekilde mantıklı görünmektedir. Sonuç olarak kendinin farkında olma, kendinin dışına çıkma, kendini uzaktan görme yeteneği insanoğlunun en değerli özelliklerinden biridir.


Felsefi kötümserlik geleneği nebulanın gözü bakış açısının doğal bir türevidir. Bu akımın on dokuzuncu yüzyılda önde gelen sözcülerinden Schopenhauer geçiciliği o kadar uzaktan görmüştür ki (galaktik bakış açısına göre) bir an içinde kaybolan bir amaç uğruna mücadele vermenin bir anlamı olmadığı sonucuna varmıştır. Bu nedenle mutuluğa ve amaçlara ulaşılamaz, çünkü onlar geleceğin hayaletleri ya da kaybolan geçmişin parçalarıdır. Tahmin edileceği gibi şu sonuca varmıştır: "Hiçbir şey çaba harcamaya, emeğimize ve mücadele etmemize değmez... Bütün iyi şeyler geçicidir, dünya sona erer, harcamalarını karşılayamayan bir işletme gibi iflas eder."

"Ancak hayat bizi sarhoş ettiği sürece yaşamak olasıdır." Tolstoy.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...