Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

öf5

Gitmek bir hastalık mıdır? Bulaşıcı mıdır? Gitmek istemeyen insanlardan bulaşan bir şey midir? Onların kalma isteğine karşılık gitmek istemek. Etkiye tepki gibi hani.  Yerleşmek istedikçe onlar sen gitmek istersin. Onlar otururlar oturdukça oturası gelir onların. Hep aynı yerde aynı kafayla. Oturmak, durmak, yerleşmek, ev, evdeki huzur, evin kokusu, evim, evleri olsun isterler. Ev almaya çalışırlar! Senin satasın gelir. Her şeyi! Bir anda. Neyin varsa. Sat git. Dimi? Gelmez mi böyle.  Gidesiniz gelmez mi.  Gidesin gelmesi ayrı bir durumken bir de gitmek zorunda olmak var. Gidesin varsa eğer, geçiştirebilirsin. Geçiştir yani.. Giderim mutlaka bir gün de.  Gitmek zorunda hissettiğin zaman ise kavgalar başlıyor. Kendinle olan kavgalar. Beden ayrı ruh ayrı. Konuşulanlar ayrı, duydukların ayrı. Söylediklerin ayrı, aklından geçenler apayrı. Başka iki kişi gibi olduğun zaman. O zorunluluk.  Ses tellerinin kavgası bu. İki kişi konuşmaya çalışırken bir çıkış yeri olduğu zaman

"İyi ruh halini algıla, çünkü çok nadir gelir"

Kendimi bildiğim an, hangi ansa artık bilmiyorum hep bir konuyla mücadele ettim. İnsanlarla ve onlarla olan ilişkilerimdeki sorunlarla. Sürekli aynı şeyleri sorguladım ve aynı cevaplara vardım. Her defasında bana aynı soruları sormamı sağlayacak başka durumlar çıktı. Sürekli aynı şeyleri yaşamanın sebebini aramaya başlamıştım. Normal değildi çünkü bir insanın hep aynı durumların içerisinde kendini bulması. Daha sonra insanlara baktığım zaman onların da aynı durumlarda kendilerini bulduklarını gördüm.  Biz kendimizi aynı durumlarda buluyoruz çünkü aynı olan bir şey var o da karakterimiz. Asla değişmeyecek bir şey varsa o da yine karakterimiz. Durumlar etrafımızda şekillenirken bizler aynı insanlarız, aynı tepkileri veriyor, aynı isteklerle yaşıyor, farklı davrandığımızı düşünüyor olsak bile durumu aynılaştırıyoruz. Bunu yapan biziz. Bunu değiştiremeyeceğimi gördükten sonra biraz daha rahatladım. Bunda değiştirebileceğin "yaşamaktan vazgeçmek" ile olur. Başarabilirsin sana k

Sorunun sebebini bulduğun zaman.

Okuyup, öğrenip, büyütüp, benimseyip, alışıp, bulduğun yere yerleştirip, hayatına kaldığın yerden devam etmek. Büyüdükçe beynine ve ruhuna söz geçirmeyi öğreniyorsun.  Bunun için ilk önce bilmen gerekiyor. Nasıl yapabileceğini. Öncelikli olan durum değerlendirmesini yapabilsen bile, bazı zamanlar daha önce deneyip başarılı olduğun yöntemlerle çözemediğini görebiliyorsun. Başka yöntemler gerekebiliyor. Başka şeyleri de öğrenmen ve kabul etmen gerekiyor. Bazı zamanlar arayıp, araştırıp bulabilirsin, basit olabilir ya da çok zorlayabilir. Fakat bazı durumlarda da sadece karşına çıkar tam çıkması gerektiği anda. Bir açıklama bulabilirsin, içine düştüğünü sandığın kirlenmiş ruh halinin bir çıkış yolu olabilecek bir türden. Birdenbire etrafını aydınlatabilir.  Fiziksel olarak çok sağlıklı olduğun zamanlar, sebebini bildiğin bir baş ağrısı olsa bile düşüncelerinin, acının tümünün ona yoğunlaştığını görebiliyorsun. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Ufak bir kesik fakat uzun süre kurcalıyor acı veren

Ben düşünmedim.

Bu gece uyumam ben. Neden? Sabah erken kalkmak lazım ve kendime küfredesim var. "Bütün gece mal gibi oturdun yine!" Diyesim var.  Yoğunluk oldu bu sıra. Hislerde ve düşüncelerde. İkisi arasında fazla kaldım. Hangisini yapmam gerektiğine karar veremedim. Kontrol manyağı olduğum için de her şeyin yerli yerinde olması dileğimle biraz sıkıntı çektim.  Bazen kendime "içine sıçma" diye bağırıyorum. İçten bir ses duyuyorum resmen. Geliyor yani.. "sıçma içine!" Çok meyilliyim çünkü.. Biliyorum.  Sakarım. Fiziksel olur sakarlıklar. Onu bunu dökersin, düşürürsün. Ruhsal olarak da bende sakarlık var. Sakatlık da var. Ve ikisinin birleşimi muhteşem oluyor. Sürekli beynine ve kalbine söz geçirmeye çalışan bir tip olmam bundan olabilir. Söz geçirmek neyse! Kendime laf söylemeye bayılıyorum. Sonra yapabiliyormuşum gibi oluyor. Bazen uzun sürüyor ama eninde sonunda dağılıyor.  Yaklaştıkça görünür olanlar var. Göstermek istemediklerim. Yokmuş gibi davrandıklarım