Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Sorunun sebebini bulduğun zaman.

Okuyup, öğrenip, büyütüp, benimseyip, alışıp, bulduğun yere yerleştirip, hayatına kaldığın yerden devam etmek. Büyüdükçe beynine ve ruhuna söz geçirmeyi öğreniyorsun. 

Bunun için ilk önce bilmen gerekiyor. Nasıl yapabileceğini. Öncelikli olan durum değerlendirmesini yapabilsen bile, bazı zamanlar daha önce deneyip başarılı olduğun yöntemlerle çözemediğini görebiliyorsun. Başka yöntemler gerekebiliyor. Başka şeyleri de öğrenmen ve kabul etmen gerekiyor. Bazı zamanlar arayıp, araştırıp bulabilirsin, basit olabilir ya da çok zorlayabilir. Fakat bazı durumlarda da sadece karşına çıkar tam çıkması gerektiği anda. Bir açıklama bulabilirsin, içine düştüğünü sandığın kirlenmiş ruh halinin bir çıkış yolu olabilecek bir türden. Birdenbire etrafını aydınlatabilir. 

Fiziksel olarak çok sağlıklı olduğun zamanlar, sebebini bildiğin bir baş ağrısı olsa bile düşüncelerinin, acının tümünün ona yoğunlaştığını görebiliyorsun. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Ufak bir kesik fakat uzun süre kurcalıyor acı veren yerini. Geri kalan yerlerinin sağlıklı olması ile bunu avutabiliyor musun? Hayır. Bu da onun gibi bir şey. Hayatında her daim bir ya da daha fazla kirli düşünce bulunur. Bulunması problem olmasa bile bazen bunu görürsün, fakat birdenbire, beklemediğin bir anda bunu fark edersin. O zamana kadar hiç üstünde kafa yormuş olmadığın bir durumsa da bunun üstüne düşünürken kendini bulursun. Geri kalan her şeyin normal standartlarda olması ise bir anlam ifade etmez. Çünkü o anda yalnızca o kirli düşünceye odaklanırsın. 

Bu yalnızca bu kadarla kalmıyor iş ruh sağlığı olduğu ve beynine söz geçirmen gerektiği zaman. Eskilerde buna benzer yaşadıkların, diğer yaşanmış problemler, yanlışlıklar, yalanlar, aldatılmalar, karşılaştığın kötü durumlar, kötü insanlar ve ilişkiler sanki hiç yok olmamışlar gibi birden uyanabilir. Durum olduğundan daha kötü görünmeye başlar, durduramayacağın bir çöküşe bile başlamış olabilirsin. Bunların hepsinin başında gelen ise gerçeklikten uzaklaşmış ve mantığını bir kenara atmış olmandır. Sağlıklı bir beyinden hasta bir beyine geçiş kısmıdır. Gerçeklikten uzaklaşmana sebep olan şey ise senin hayallerindir. Hayaller gerçeklikten çok uzaktır ve çok zor vazgeçilir. Vazgeçtiğini düşünürken bile seni böyle kirli bir ruh haline sokabilecek kadar sinsi oldukları için hemen yanıltırlar. Yanlış yola girersin ve kendi inandığın, temel olarak düşündüğün şeyin yıprandığına inanırsın. Hayaller geçmişteki ölüleri canlandırabilir. Hayal sağlıklı değildir. Ve bu sebeple uzak durulması gerekendir. 

Peki var olan sorunun sebebini bulduğun zaman tedavi edebilir misin? Su içmediğin için başının ağrıdığını biliyorsan, su içmek kolaydır. Ve bu durum da aynı şekilde kolaydır. Dinginlik getirir. Ruhsal bir açığın kapatılması sana ciddi bir rahatlama getirebilir. Sebebini bulduysan, öğrendiysen, benimsediysen ve uygulayabilirsen.. Soğukkanlı, mantıklı ve gerçekçi olabilirsen de ruhsal problemleri çözmemek için bir sebebin yoktur. Tek başına çözersin çünkü senin içinde olanları ancak sen kendini geliştirerek, kendine başka yöntemler katarak düzeltebilirsin. Başkalarına ise böyle konularda ihtiyacın yoktur. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...

İçsel Çatışmalarım - Karen Horney

GİRİŞ "Çatışma birbiriyle çelişen bir dizi nevrotik eğilim arasındaydı ve bu çelişki en başta kişinin diğerleriyle ilişkisini etkilese de, zamanla kendisiyle olan ilişkisini de içine alıyor ve onun çelişkili özellikler ve değerler taşımasına neden oluyordu." "Temel işlevi içsel kuşkuları yatıştırmak olan mesnetsiz bir haklılık duygusu, parçalanmış bir insanı saf irade gücüyle bir arada tutan katı bir özdenetim ve tüm değerleri küçümserken ideatkkere ilişkin çatışmaları ortadan kaldıran sinizm" NEVROTİK ÇATIŞMALARIN YAKICILIĞI "Çatışmalar çoğunlukla fikirler, inançlar ve değer yargılarıyla ilişkili olduğundan onların farkına varmak için önce kişinin kendi değer sistemini geliştirmiş olması gerekir. Başkalarından devraldığımız ve özümsemediğimiz fikirler çatışmaya yol açacak ya da seçim yaparken kişiye rehberlik edecek bir güce sahip değildir. Yeni etkilere maruz kalındığında bu tür fikirlerin yerini kolayca diğerleri alacaktır." "Harry Emerso...