Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

öf 4

Tanıdıkça kaçasın gelir bazen. Tanıdıkça tanıyasın gelir. Tanıdıkça seversin. Tanıdıkça daha iyi olduğunu anlarsın. Uzaktan göründüğü gibi olmadığını da anlarsın. Kafanda yarattığına ne kadar yakın olduğunu anlarsın. Bazen de bir bok anlamazsın. O işte çok kötü. Bazen yakınlaşsan da, tanısan da, konuşsan, dokunsan, açılsan, tekrar gidip uzaktan baksan da bir bok anlamazsın. İşte o insanlar korkunç. Kasmamak lazım herhalde. Herhalde canları öyle kalsın istiyor. Gizem mi bu? Böyle gizeme küfrederim cidden. Beni yoruyor. O kadar da söylüyorum "gerek yok" böyle şeylere diye. Yok. Bazıları da çok "olduğu gibi" İlk gördüğün neyse sonrasında farklı bir şey yok. Aynı. Her şeyi anlamışsın. Kalıp sanki. O kalıptan asla çıkamaz. Onları da seviyorum. Onlar güvenli tip. Güvenilir değil de.. Güvenli. Pek zarar veremez. Pek saçmalamaz. Neyse o. Standart. Basit. Düz. Sıkıcı. Olsun onlar öyle gerekli insanlar. Hani köpekleri seversin, kedileri de seversin. Ama köpek gider kediyi

Sevgili Günlük.

Günümü anlatsam error verip kapanabilirsin farkındayım. Çok sıkıcı oluyorum bazen. Ben bile sıkılıyorum kendi düşüncelerimden. Bugün arkadaşımın suratının ortasına tokat atasım geldi. Çünkü ben yeterince sıkıcıyım, inanılmaz ama o benden de sıkıcıydı. O ortamdan yok olmak istedim bugün. Bir ara onu dinlerken sanki aynı cümleyi 25. defa söylediğini hissettim. Söylüyordu da sanırım sadece kelimelerin yerlerini değiştirdi. Hayattan, çocuktan, aileden, gelecekten bahsediyordu. Katılamadım o konuya, sadece suratına baktım ama çok sıkıcıydı. Anlatma şekli, gözlerindeki ışık, inanmış halleri çok sıkıcıydı. Bir dakika daha katlanamayacağımı düşünürken 2 saat daha geçecekti.. bilseydim belki kaçabilirdim oradan. Ciddiyetten nefret ettim bugün. Çok fazla gülmeye ve eğlenmeye odaklanmış olabilirim. Odağım şaştı bugün. Uğraştım gerçekten dinlemek için, katılmak için, paylaşmak için. Kendimi ben olamadığım bir ortamda buldum. Söylediğim her şey saçma geliyordu, ağzımdan çıktığı andan itibaren. Ban

öf 3

Aşırıya kaçan istekler. Kalp çarpıntısı yapıyor. Sakince söylendiği zaman anladığım şeyleri, yüksek sesle duymaktan hoşlanmıyorum. Bir şeyin mantıklı ya da doğru olduğunu anlıyor olmam da onu yapacağım anlamına gelmiyor. Bazı yanlışlar doğrulardan çok daha kolay. Kolay olanı seçmek bazen yapabileceğim bir şey. Dürüst olmamak en kötüsü. Bir tek onu yapamıyorum. Çünkü sonra unutuyorum ve eninde sonunda dürüst olmam gerekiyor. O durumda da basit olanı karmaşıklaştırmış oluyorum sadece. Sadece zor oluyor. Neden diye de sorabiliyorlar. Yalanın sebepleri belli aslında neden sorarlar ki. Korku, üşengeçlik, kolay yok. Yalan bu. Söylemiyorum. Pek kullanmıyorum. Yalan daha zor geliyor, birincisi bulamıyorum, ikincisi unutuyorum, üçüncüsü belli ediyorum. Çok belli ediyorum. Denedim. Şunu kabul edebilirim güzel denemişim. Ama olmamış. Bazı konularda çok beceriksizim. İnsan ilişkileri konusunda onca düşünce, onca yargı, onca eleştiri, onca doğru ve yanlış tanımlarım var. Uzun ve çoğunlukla sıkıcı

korkudan hoşlanmıyorum.

Hepimiz korkuyla yönetilmeye karşıyız ya. Korkutulduğumuz, tehdit edildiğimiz ortamlarda huzursuz hissediyoruz. Güven hissedemiyoruz. İnsanlar bizi kaybedeceklerimizle tehdit ediyorlar. Aslında bizim olanlar mı değil mi bilmediğimiz ama görünürde "sahip olduklarımız" la. Genelde bunlar huzuru kazanmak için gözünü kırpmadan korkuya karşı durup "kaybetmen" gereken şeyler. Zaten eksikliklerini gördüğünde benim değillermiş ki.. diyorsan problem yok. Dayanıyorsan kaybetmemek için, bazı şeylerin bağımlısı bazılarının da kölesi olmak için hazır olmalısın. Hayat bu. Hayatın gidişatı bu. Çalışma hayatının, insan ilişkilerinin hatta aile ilişkilerinin bile düzeni bu. Korkutmak. Beni kaybedersin der annen, bazı söylemlerinin "alt metninde" bu yatar. Ya da arkadaşların... Onları kaybetmemek için bazı doğruları kendine saklamak istersin. Korktuğun sürece kaybedeceğini bilirsin. Korkmadığın zamanlar da var. Aslında hep olması gereken. Fakat bazen bir seçenek gibi önü