Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Sevgili Günlük.

Günümü anlatsam error verip kapanabilirsin farkındayım. Çok sıkıcı oluyorum bazen. Ben bile sıkılıyorum kendi düşüncelerimden. Bugün arkadaşımın suratının ortasına tokat atasım geldi. Çünkü ben yeterince sıkıcıyım, inanılmaz ama o benden de sıkıcıydı. O ortamdan yok olmak istedim bugün. Bir ara onu dinlerken sanki aynı cümleyi 25. defa söylediğini hissettim. Söylüyordu da sanırım sadece kelimelerin yerlerini değiştirdi. Hayattan, çocuktan, aileden, gelecekten bahsediyordu. Katılamadım o konuya, sadece suratına baktım ama çok sıkıcıydı. Anlatma şekli, gözlerindeki ışık, inanmış halleri çok sıkıcıydı. Bir dakika daha katlanamayacağımı düşünürken 2 saat daha geçecekti.. bilseydim belki kaçabilirdim oradan. Ciddiyetten nefret ettim bugün. Çok fazla gülmeye ve eğlenmeye odaklanmış olabilirim. Odağım şaştı bugün. Uğraştım gerçekten dinlemek için, katılmak için, paylaşmak için. Kendimi ben olamadığım bir ortamda buldum. Söylediğim her şey saçma geliyordu, ağzımdan çıktığı andan itibaren. Bana değil. O bakışlara bir tokat indiresim geldi bugün. "Başka bir hayat daha var. Olabilir gerçekten. Çok inanılmaz. Uzay gibi sanki dimi? Ama var başka hayatlar da var gerçekten." demek istedim. Demedim, sustum çünkü korktum eğer bir kelime edersem/edebilirsem bu konuşma sonsuza kadar sürebilir. Sanki bir ceza gibi. Kendimi birden bire o döngünün içerisinde bulmaktan korktum, dehşete düştüm ve sustum. Fakat o susmadı.

Bugün bir kez daha anladım neden bazı kişilikler beni bu kadar rahatsız ediyor. Neden kaçıyorum ve olmak istemiyorum onlarla. Bir kez daha anladım. Sinirlenmiyorum normal şartlar altında. Fakat bu tip bakışlar, bu tip düşünceler ve bu tek tipler beni sinirlendiriyor. Kendimi boğuluyormuş, kara deliğe düşmüş ve asla çıkamayacakmış gibi hissediyorum. Fikir boğulması sanırım bugün yaşadığım. Aklımdan geçenler ve hayallerim ve isteklerim boğuluyordu bugün. Kendilerini kaybettiler adeta. Eğlenmek istemek neden bu kadar yanlış. Bir kez daha sorguladım ve bir daha sorgulamayacağım. Çünkü saçmalık.

Bugün ben error verdim kapattım kendimi. Sonra aklıma böyle olmamak geldi. Gerek yok falan dedim. Geçti hemen. Sonra bir sürü şey düşündüm. Yaptığım ve yapacaklarımı. Ve kendimi sakinleştirdim. Gayet mantıklı bir şekilde düşündüm. Her isteğimin bir dayanağı olduğuna inandım. Gördüklerimden, tecrübelerimden bir şeyler çıkarttım tekrar tekrar. Sonra baktım mantıklıyım. Sevindim, rahatladım.

Bugün kadar sıkılmak bir işe yaradı. Normalde bulunduğum sıkıcılıktan daha beteri olduğunu gördüm. Hani derler ya "daha kötüleri var, afrika'da açlar" falan. Onun gibi bir şey oldu. Düşündüm de ben en sıkıcı halimde bile çılgınlar gibi eğleniyormuşum. Bir daha her sıkıldığımda bugünü düşüneceğim.

Bugün diye anlattığım her şey 2 saat içerisinde oldu. Ondan öncesi ve sonrasında normal derecede bir bunalmadaydım. Sadece o 2 saat içerisinde olan oldu. O kadar. Ama bir güne bedeldi. Gerçekten çok yanlış insanlar varmış, çok yanlış arkadaşlar varmış. Gerçekten uzun zaman olmuş ama "tahammül edemeyeceğim" insanlar varmış. Tahammül edemeyeceğim muhabbetler varmış. Bunu gördüm. Değişiklik oldu.. Hoş değildi fakat değişiklik oldu. Bir daha katlanabileceğimi sanmıyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gaslightingin türkçesi adam sikmektir.

manipülatif insanlar hakkında konuşacağım. tamamen klinik vakalara olan ilgimden yazılmış bir yazıdır. hiç yaşamadım zira manipülasyonu 50 km öteden anlayıp kaçıyorum.  şimdi çok önemli bir bilgi vericem bunu yazın bir yere; manipüle edilmeye çalıştığımı nasıl anlıyorum, şöyle: normalde doğru olduğunu bildiğin ve her zaman yaptığım herhangi bir şey var (33 sene içerisinde herhangi bir zamandayız), görüştüğüm ve görüşmemde sorun olmayan herhangi biri var, gittiğim ve gitmekte sorun görmediğim herhangi bir yer var, bir müzik var dinlediğim, bir giysi var giydiğim, bir inanç var inandığım herhangi bir şey olabilir ve: birisi bana gelip diyor ki  "yapma bunu, çünkü ben istemiyorum"  "çünkü ben üzülüyorum" "çünkü bana göre yanlış ve bu sebepten yapmamalısın" "sadece beni üzdüğü için bu yanlıştır" vb. welcome to the manipülasyonun anası world.  akıl sağlığınızın yerinde olduğuna güveniyorsanız. ne yapıyorduysanız o insandan önce lütfen yapmaya devam ed

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o insan kişisi iyi bir anne ya da k

the only horrible thing in the world is gerçekten ennui.

boredom is a sign of satisfied ignorance, blunted apprehension, crass sympathies, dull understanding, feeble powers of attention, and irreclaimable weakness of character. james bridie boredom is certainly not an evil to be taken lightly: it will ultimately etch lines of true despair onto a face. It makes beings with as little love for each other as humans nonetheless seek each other with such intensity, and in this way becomes the source of sociability.” schopenhauer the only horrible thing in the world is ennui, Dorian. That is the one sin for which there is no forgiveness. oscar wilde - the picture of dorian gray. hepinize katılıyorum, tüm kötülüklerin anası alkol değil can sıkıntısıdır. ben.