Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

öf 4

Tanıdıkça kaçasın gelir bazen. Tanıdıkça tanıyasın gelir. Tanıdıkça seversin. Tanıdıkça daha iyi olduğunu anlarsın. Uzaktan göründüğü gibi olmadığını da anlarsın. Kafanda yarattığına ne kadar yakın olduğunu anlarsın.

Bazen de bir bok anlamazsın. O işte çok kötü. Bazen yakınlaşsan da, tanısan da, konuşsan, dokunsan, açılsan, tekrar gidip uzaktan baksan da bir bok anlamazsın. İşte o insanlar korkunç. Kasmamak lazım herhalde. Herhalde canları öyle kalsın istiyor. Gizem mi bu? Böyle gizeme küfrederim cidden. Beni yoruyor. O kadar da söylüyorum "gerek yok" böyle şeylere diye. Yok. Bazıları da çok "olduğu gibi" İlk gördüğün neyse sonrasında farklı bir şey yok. Aynı. Her şeyi anlamışsın. Kalıp sanki. O kalıptan asla çıkamaz. Onları da seviyorum. Onlar güvenli tip. Güvenilir değil de.. Güvenli. Pek zarar veremez. Pek saçmalamaz. Neyse o. Standart. Basit. Düz. Sıkıcı. Olsun onlar öyle gerekli insanlar. Hani köpekleri seversin, kedileri de seversin. Ama köpek gider kediyi boğar atar. Bir şey diyemezsin, doğanın kuralı dersin geçersin ya. Onun gibi. Onlar var olmalı. Olmasa da olur da.. Bir şey diyemezsin.

Herkes karmaşık ve cool ama herkes samimi. Herkes yalan söylüyor bir yandan dürüstlük taklidi. Sorsan herkes birbirini seviyor ama bence içten içe gıcık oldukları halde bunu söyleyemiyorlar. Doğru olanın o olduğunu düşündükleri için yan yana takılıyorlar ve bu da boku çıkmış bir durum bence. Ben yine de bunları izlerken, yaşarken, deneysel gözle bakabiliyorum - çoğu zaman - o zamanlar eğleniyorum. Yani gözlemlemek zevkli aslında. İnanılmazlar çünkü. Küçük şeylerden mutlu olmak gibi. Standart görünen artık sıradanlaşmış şeyler özellikle insan ilişkilerinde akıl kaçırtacak detaylar benim için. Ve gördüğüm zaman irdeliyorum. Hoşuma gidiyor sanki yanlışlıklar. Düzeltmeye de çalışmıyorum sadece öyle görmek, ne yapacaklarını beklemek, verecekleri tepkileri izlemek zevkli. Bazen göremediklerini gördüğüm zaman sinirleniyorum. Kör göze parmak durumlarında bile kendilerini kandırmaya çalışmalarına sinirlenebiliyorum. Ama hemen geçiyor.

"i really don't know what you're talking about. but still, it sounds complicated so it should be good right? that's what i think about writings. if they are complicated enough so they're good."
it's the basic mistake about us. we mostly think whatever we see, hear, read or experience in anyways are complicated that means it should have a deeper meaning that we can not understand right that moment, but we should appreciate it and wait until it becomes clear. complicated is not good at all. simple is good. simple is honest. direct. and i only want simple. ordinary. normal. in every way. i don't need things to be complicated in order to look interesting.

it passes by. its like black clouds that will go away soon. but you feel the need to wait and don't ask questions until the clouds go away. you feel like you need to wait. so you can have the good things. you need to wait so you can deserve it!

i don't buy that anymore. if somethings going to happen, it will. quickly! not like you're in a slow motion movie. not like things are stopped for a moment then you think they're going to be moving again you just have to wait and see. i hate wait and see. i just want to see. actually you can see. you can see from the beginning, you can see way before it starts. if its gonna happen or not. if its the right thing or not. you know. you know everything. but people tell you to wait. so you gonna forget what you want during that period of waiting. so you won't be so disappointed when that feeling is faded. when you don't even remember what you've been waiting for. but what is the point then? when i get bored and forget about it its gonna happen if it is gonna happen. doesn't make any sense. i love the things when they're excited not when they are expired. i want things to happen now. otherwise i don't like it anymore. and i want different things. i'm not that type of person who can wait forever for a guy, for a job, for a plan... for black clouds to be gone.

i just hate when my feelings are gone. and they are going so fast that i'm being like, who was that person, who felt that feeling. when and why?! so. i'll give up. because i like to give up. i don't like to stay and fight and stuff..

i just want to go on a vacation and start over. i can do that. i know i can do that. i also know i need that. because i hate that nothings actually happening in my life. and there are some stuff that might make you feel like somethings happening. but it is not real. i want the real feeling. so first i need to stop waiting and start moving on. i love moving on. that my life's motto. moving on.. that's what i am going to do.
so i can move on to something new and alive and fresh and something that i can feel that its going or moving or hear it singing or don't know. i want something/someone alive with the feelings. someone. someone fun. anyone.. nope. not anyone.

i'm just so bored. that's why i'm writing in english. i generally hate writing in english. i like talking in english especially when i'm drunk. still that shows how bored i am.

bazı düşünceler çevrilmediği zaman daha mı güzel acaba. yanlışları falan harika mesela. türkçede yanlış yapmak ne kadar sinir bozucu ise ingilizcede o kadar bir tarafıma değil sanırım.

bu yazının adı öf4 olabilir. öflerden bir kule oluşturabilirim bu süreç devam ederse. ilham yok, no inspiration. ne yapabilirim. birileri kızsa bana, kalbimi kırsa, kafama taş atsa, salakça davranışlarda bulunsa, anlamsız hareketler yapsa.. bir şeyler olsa. bir şeyler olsun istediğime pişman etmese tabi. ama olsa.. olabilir de. bilmiyorum izne bağlı.. if you let things to happen. if you just open the front door. if you kiss my ass. go on, jog on, walk on, goodbye, bon voyage, fuck off.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...