Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

who can you trust?

güvenebilir misin? kime ama? kendine önce. 

ben artık asla güvenemem. hep geçecekmiş gibi hislerim. sanki gün gelip bitecekmiş gibi ne hissediyorsam. ne yaşıyorsam şuan da zevk aldığım yarın da aynı şeyden zevk alabileceğimin şüphesini taşıyorum her daim. 
yarın bambaşka bir insan olarak uyanabilme ihtimalim var. yok olabilir bazı şeyler içimde. yepyeni hisler ve duygular var edebilirim bir gecede. yeni bir hayat kurup aynı anda yok edebilirim. çünkü hayallerimi taşıyamıyorum artık. bir gün saçmaladığımı düşünürken bir diğer gün çok mantıklıymışım gibi hissediyorum. bir de insanlar çıkıp ne kadar mantıklı olduğumu konuşuyorlar. bir tek ben biliyorum neler hissettiğimi, ne dengesizlikler yaşadığımı, içimde sürekli değişen biri var. takip edemediğim. en sabit olabildiğim yerden gitmeye çalışıyorum sürekli. yalnızlığım en sabit tarafım sanırım. çok uçlara gittiğim zaman hep geri dönüyorum oraya.

ne yaşarsam yaşayayım, ne hayallerim olursa olsun kaçıyorum ben yine yalnızlığıma. bir gün bunların hepsinden vazgeçebilirim korkusundan ''o an'' vazgeçip bırakabiliyorum. oluruna bırak.. bırakamıyorum. 

her gün, ne zaman bundan da vazgeçeceğimi düşünerek yaşıyorum. sabahları bıkmamış, bunalmamış ve yaşayabilir bir modda uyandığımda seviniyorum. o gün henüz gelmemiş diyerek... 

o yüzden hep sorguluyorum ya zaten. insanlar nasıl evlenebilir? nasıl söz verebilirsin bir insana bir gün gelip de onu bırakmayacağını. bir gün gelip de ben gidiyorum buralardan demeyeceğini. nasıl emin olabilir insanlar kendilerinden? kaldı ki.. başkasından nasıl emin olabilirsin? kime inanabilirsin ki. bu nasıl mümkün olabilir.
yüzde 90 insanın yaşadığı ya da yaşamak istediği şeyin bu olması garip değil mi? 
bence inanılmaz. güvenmek inanılmaz bir duygu. ben bu kadar savaşlar yaşarken içimde. başkalarının bunları hiç yaşamıyor ve her sabah kendilerinden karşısındakinden ve hislerinden emin olarak uyanıyor olmaları. inanılmaz. 

ben de yaşadım aslında bir defa yalnızca. olabilir dedim. bu defa olabilir. o da imkansız oldu. hem de çok. 
ne acayip. 

işte ben artık kendime asla güvenemem. o güveni veremezken karşımdan isteyemem. insanlara sorumluluklar yükleyemem çünkü yüklediklerimin öneminden emin olamam. bir gün gelir her şeyden vazgeçebilirim. 
zor gelebilir. beni en çok mutlu eden şey beni üzebilir. birdenbire. 

güven kimileri için bir problemdir. çok/çabuk güvenmektir. ya da güvenememektir. birine salaklık birine kıskançlık derler. ama aslında güven her zaman hayatı yönlendiren duygudur. ya güvenirsin herkese 
ya da güvenmezsin hiç kimseye. 

ben ise kendime. hiç..



who can you trust - morcheeba



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...