Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Oyle bir sey,

Bir kere bir adamın ismi güzel olacak. Hep söylemek isteyeceksin ismini. Aşkım falan demek istemeyeceksin. Adını söylemek hoşuna gidecek. Kulağına hoş gelecek. O güzel bir şey bence. Önemli de.
Önemli olan çok şey var. Arabanın kapısını açacak falan değil ama arabaya girdiğinde soracak "nasılsın?" diye. Sormuyorsa ne kadar güzel koktuğunu söyleyecek. Öyle çünkü. Ve bunu söyleyecek, bunu söylemenin seni şımartmayacağını bilecek.

Gitme, yapma, izin istemedin falan gibi konuşmalar olmayacak. Bunlara gerek duymayacak. Ya seninle gelecek ya da eğlenmenden mutlu olacak. Bensiz çıktı eğlenmesin gibi garip istekleri olmayacak. Olmaması gerekiyor.

İddia etmeyecek. Ağzından çıkanı yorumlamayacak, anlayacak. Başka türlü değil olduğu gibi. Hayır'ı ve Evet'i karıştırmayacak, değiştirmeye çalışmayacak.

Elleri sıcak olacak çok sıcak havalarda elini tutmamayı bilecek. Çünkü terler, hoş değil.

Net olacak. Çok net. Değiştirilemez kararlarla yaşamak değil netlikten kastım. Yormadan kafanı anlatacak neyse derdi. İstediğini. Sevmiyorsa söyleyecek. Seviyorsa daha çok..

Eğlenmek hobisi olacak. Boş zamanlarında eğlenecek. Yaratacak bir şeyler eğlenmelik. Sıkılmadan, bunalmadan bir hayat yaşayacak. Bunalıma girerse seni yanına alacak, içine çekmeyecek. Seni bunaltmadan elini tutarak geçmesini bekleyecek.

Hata yapacak. Herkes gibi. Yapmayan olmaz insan bu da. Hata yapacak ve onu kabul edecek. Bilecek mükemmel olmadığını, olamayacağını. Çirkin yerleri ortaya çıktığında onların çirkin olmadıklarını savunmak yerine açık olacak sana karşı. Var bunlar diyecek. Sen de seveceksin onları.

Adını da seveceksin. Konuştuğu zaman dinlemeyi seveceksin. Sussa da sıra bana gelse diye beklemeyeceksin, bir gününün nasıl geçtiğini anlatırken.. Masal gibi anlatacak. Bunalmadan, işinden nefretle söz etmeden, küfretmeden hayatı severek anlatışına baka kalacaksın. Ellerini seveceksin. Konuşamazken bile iletişiminiz ordan olacak. Ellerle. Hatta izleyeceksin ellerini. Bardağını tutarken, sigarasını içerken. Anlaşacaksınız çok, yakın arkadaşlar gibi. Gurur yapmadan, gereksiz yere trip atmadan, bağırmadan, sinirini çıkartmadan, anlaşacaksınız. Sanki birlikte büyümüşsünüz gibi bağlı olacaksınız. Merak edeceksiniz birbirinizi ama sadece iyi mi diye. Başına bir şey gelmiş midir diye düşüneceksin açmadığında telefonunu. O da, şuan kiminle acaba diye geçirmeyecek aklından. Bilecek ve bildiğinden şüphe duymayacak.

Bir kere adamın ismi güzelse bu çok güzel. Ama geri kalanını ismi çok çirkin birinde bulursan kaçırmayacaksın. En önemlisi o adamı kendinden uzaklaştırmayacaksın. Ve çekinmeden söyleyeceksin o adamın ne kadar güzel bir adam olduğunu. Herkese.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...