Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

rüyamda ki uçuş.

Sayın yolcularımız. Hoşgeldiniz. 

Kaptanlarımız, pek bir önemi yok isimlerinin söylesek bile hatırlamayacaksınız. Uçuşumuz siz susana kadar sürecek. Ne zaman nereye ineceğimiz size bağlı. Şuan kalkışı yaptığımız yer sizin boktan hayatlarınız. Onları terkederek yeni açacağınız havalimanına, kısmetse pek bir güzel piste ineceğiz.

Bir isteğiniz olursa şayet benden isteyin ben size belki yardımcı olurum. Belki olmam. Orası nasıl istediğinize bağlı.

Sayın yolcularımız uçağımız kalkamadan önce sizlere acılarınız hakkında bir kaç bilgi vermek istiyoruz. Başınıza gelen boktanlıkları koltuk ceplerinde görmüş olduğunuz kitapçıklarda görebilirsiniz. Uçağımızda hiç çıkış bulunmamaktadır. Çıkış  yönünü gösteren ikaz ışıkları kapıların üzerinde ve koridor boyunca yerde bulunur fakat siz onları  kale almayın. Nasıl olsa birisi sizi düdüklemeden o uçaktan çıkmayacaksınız.

Kemerleriniz gösterilen şekilde bağlanır. Ve belinize göre ayarlanır.  Siz zaten hepiniz bağlısınız. Ve gerçekten isteyene kadar kemerleriniz açılmaz.

Kabin basıncında şöyle böyle bir şeyler olursa başınızın üstündeki paneller açılacak ve oksijen maskeleri ortaya çıkacak. Maskeyi kendinize doğru çekin, lastiği başınızdan geçirin ve normal nefes almaya başlayın. Belki biraz sakinleşir susarsınız. Söylenmeyi kesmeyi düşünürsünüz. Biraz olsun nefes alırsınız.
Oksijen maskelerini önce kendinize ve sonra siktiredin gerisini..

Can yelekleriniz normalde koltuklarınızın altında ve ya iki koltuk arasında bölme içinde bulunurdu. Ama biz onların hepsini aldık. Suya inersek şayet yüzmeyi öğrenmelisiniz diye sizleri direk suya atacağız.

Acil bir durumda her zaman yaptığınız gibi hiçbir şey yapmadan bön bir şekilde birbirinize bakmayın. Ağlayın sızlayın yalvarın. Belki bu kez sizi kurtaran birisi olur. 


Uçağı inişte bir problem olursa kapılardaki kaydıraklardan kayarak terk edeceksiniz. Ama önce sırtınızda taşıdığınız geçmişinizi koltuğunuzda bırakın. Kaydırağı gördüğünüzde korkup kaçmayın. İtişmeyin yalnız. Kolunuz oranız buranız sürterse çok pis yanar. Kayın gitsin. Bir kez olsun önce siz kayın, size kaymasınlar.



Kalkıştan önce başınızı dik, gözleriniz açık, bilinciniz kapalı duruma getirin. Hepinize iyi uçuşlar. 

Kalkıştan sonra detaylı bilgiyi biz sizlerden alacağız. 

Yorumlar

  1. Kimse "kay" komutu vermeden kayacak olursak, bizden önceki ve sonrakilere bir haksızlık yapmış olmuyor muyuz? Her canlı ölümü tadacaktır, sonra bize döndürüleceksiniz.

    YanıtlaSil
  2. Kenarda kosede kalmis az bucuk hayat belirtilerimizi de bitirmeye yeminli gibisin. Ha dersen sen okuma lan ayi haklisin ama her yazilan biraz da mutlaka okunma ihtiyacindan yada senin olayinda anlanma ihtiyacindan. herseye ragmen dusen bi ucakta senle olmayi isterdim. ne yapardin diye metak etmiyo diilim. sahi ne yapardin. imza bir tost...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. düşen uçakta yazılmış bir yazıdır bu zaten. keşke sen de olsaydın da tek kurtulamayan olsaydın.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...