Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Farkındalık is a bitch.

Farkındalık. Gerçeğin öz kardeşi. 

Vardığın zaman geri dönüşü olamaz bir terminal. Terminal* ingilizce anlamı ile de geçerlidir bu cümlede. törminıl. Yani ölüm. Yani son. Yani bitiş. 

Farkındalık geri alınamaz bir adım. Zamanın sonu gibi. 

Yok gibi davranırsın. Kafasını seve seve uyutursun. "Yook yook.." dersin. Geçti hadi bir sabah daha geçirelim. Bir gündüz daha bitirelim. Bir kez daha geceler gelsin ve yeni baştan anlayalım fark ettiklerimizi.

Bir yerden sonra yutturamazsın. 

Önce alkol konuşur. 

İlk önce her zaman alkol konuşur. Ve onlar hiçbir zaman boşluktan çıkmaz. 

Onlar her zaman rüyalar gibidir. Bilincin derinliğinden gelir. En dip köşelerden gelir. Var olduğuna ancak kendine söylediğin zaman inanabilirsin. Ayıkken söylenemeyenlerdir. Bilinmezdir neredeyse. İnsan kendi bildiğini bile saklıyor kendinden. İnsan ruhunu koruyor. Unutturuyor bile kimi zaman.

Bir gece var yine anasının mnda bir otel odasında beni benden soğutan. Bilinç altından kazıdığım olayları karşıma çıkartan bir beyin var. Aynı beyin unutmayı tercih etmiş yıllarca. Aynı beyin dört duvar arasında zaman ve mekan uzakken karşıma getirmiş. Ne bok yiyeceğimi anlamadığım bir veri ile beni bırakmış. 

Aynı beyin şimdi yazdırıyor. 

Kaçmaya yazıyor bu defa. Farkına vardığını geri almaya çalışıyor. Alkol yazdırıyor. Konuşmamak adına. Yazdırıyor. 

Bu susmaya başlamalar. Drunk talking. Gece ağlaklığı. Tribal hatalar. 

Tanıdık değil mi?

Evet evet. 

Yine beyaz sayfalarla konuşmaya başlayış. 

Tanıdık. Bu benim. 

Benim gerçek olduğuna inandığım bir sahtelikten uyanıp kendime koşuşum bu. 

Yine yazıp oynadığım oyundan kaçışım. 

Perde yok. Kapanış yok bu defa. Söylüyorum ben. Hatta dur bağırıyorum. 

Olmadı ya lan. 

Olmadı. 

Çünkü yalan var. 

Yalan olmadı bu sefer.. Denedim fakat sinmiyor. Denedim fakat sindiremiyorum. Denedim fakat bu defa farkındalık orospusu çok kaliteli. Yemiyor. 

Ama hala cooluz mnakoyim. Hala hiç olmamış gibi davranabildiğimiz bokumsu zamanlar geçiriyoruz. Hala olması gerekenler olmadığında o zamanı dolduracak anlamsız sessizliklere yer vermeden daha anlamsız konuşmalar ve kimsenin sikinde olmayan bilgilerle iletişime geçerek yok sayıyoruz.

Var olması gereken ve olmayan her şey için bir saygı duruşu. 

Var olan ve söylenemeyen her duygu için bir saygı duruşu.

Var oldu sanılan ve kafada yaşanmış her yalan için bir saygı duruşu.

Tekrar tekrar yazılmış ve fakat gerçekleşememiş tüm hayaller için bir saygı duruşu. 

Bence bana 1 ay 5 gün saygı duruşu... Hak ettim. 

Var ettim ve yok ettim. Yayında yapımda emeği geçmeyen herkese buradan kocaman bir küfür ediyorum. Bulamadığım kelimelerle.. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...