Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

bitti

soyleyecek hic bir sey kalmadi aslinda. o kadar cok konustuk ve o kadar cok soyledik. uzecek kimse de kalmadi. hepimiz uzulduk. belki daha fazla uzulecegiz de. ama hicbir sey kalmadi yapilacak. bir seyler goc etmisler artik bu dunyadan. ikimiz icin. yapilacak bir sey kalmadi. bir mudahale yapilamaz bunu kurtarmak icin.
cabalar bos. cunku bir taraf varken bir digeri yoksa aslinda bos'tur her sey.

iliskimizdeki gibi ayni. birbirimiz icin hic olmadigimiz gibi. o zaman oyleydi ve mutlu olamadik. simdi de farkli degil.

isteklerimiz farkli. planlarimiz farkli. ilerlemek istedigimiz hayatlar farkli. yanlis yok burda aslinda. iki insan var aslinda hic birlikte olmamalari gerekirken. hayatin olabilecek tum sartlarini zorlamis mutlu olmaya calisirken ve sonunda mutsuz olmus iki insan.

biz hayatin sartlarini zorlarken hayatta pek oyle zorlanmadi aslinda. o bizi daha cok zorladi ve sonunda yordu.
cok uzdu ve yordu. kabullenmeye gecildi artik. olmayacak diye inanmak. buna inanmak olacagina inanmaktan cok daha az yorucuydu.

olmayacagini kabul ettiginde duydugun huzur o cabalamalarin icerisinde mahvolan beyin ve ruh icin serinleticiydi. kabul etmek benim icin ozgurluktu. ben vazgectim. en zor zamanlari da geride biraktim. hic bir zaman gecmeyecek bir eksiklik var ama onunla yasamaya alisilabilir.

hep soylerdim zaten su hayatta tek bir becerim varsa o da unutabilmektir diye.
unutabilirim ben. ve yine normal olabilirim. bunu yapabilecekken kendimi riske atmak neden? uzulen insanlarla uzulmek hepbirlikte endiseli bir hayat yasamak neden? bazen yasamamak bile daha iyi gelirdi dusununce. bunu bile seceneklerim arasina almistim. yasamamayi? simdi dusunuyorum ne kadar zormus ki benim hayatim ben bunu bile isteyebilmisim diye.. kelimeler cok bos, soylendiginde, yazildiginda ya da duyuldugunda cok bos. ama ben biliyorum. bir tek ben.

simdi bu dusuncelerden uzak bunalmis bir bunyeden uzak yorgun bir beyinden uzak bir yasam varken.
geri donus neden olabilir?

insan her seyi unutur, her seyi atlatir. ben de unutup atlatacagim yerdeyim.. ve geri donemem.
bu hem bana hem hayatima haksizlik olur. uzgunum... ama son 1 senedir oldugum kadar yipranmis ve umutsuz hissetmiyorum. bunun icin de uzgunum..

hikayemiz o kadar guzeldi ki. o kadar film gibi. o kadar inanilmaz. ama hayat bu film degil kitap ya da hikaye degil. gercekler hic oyle kolay ve asilabilir degil. mantik hic uymuyor ask hikayelerine. belki bu yuzden hayatimin geri kalaninda hic bir ask filminden etkilenemeyecegim. hic bir filmin sonu guzel bitemeyecek benim icin. esas adamin yaptiklari beni etkileyemeyecek. cunku onlar degil gerekli olanlar. jestler degil..
baslangici o kadar muhtesem olabilir. ama sonuc hep ayni. hayat zor. biz de kolaylastirmak icin hic bir sey yapmadik..

suclu yok. bu sadece hayat.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...