Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

bir mod.. diger mod..


Belki bir an gibi, butun yasadiklarimi silebilirmisim gibi, bir kucucuk kapi sigamiyorum bile, esiginde kaliyorum her defasinda, varmis gibi, bir cikis yolu. Yok aslinda ama varmis gibi, bazen cok kisa sureligine.
Bir sabah birlikte uyandigin hisler var seni sanki gercekten de mutluymussun gibi hissettirebilen, ayni hislerle bir sonraki sabah icinde gomulu bir ruh varmis gibi hissettiren. Kimi yasattin kimi oldurdun diye soruyorlar. Kimle yasadin kim seni oldurdu ya da? Sen bazen bir anligina olabilirmis gibi hissetmissin. Bir hayat yazmissin. Olabilecekler gibi. Ama bir katil de var her zaman oldugu gibi ya sen ya da karsinda ki.
Karsinda kimse yoksa sana karsi, savasmak oluyor mu bunun adi? Sen kendinle zaferler kazanip kendine yeniliyorsan. Sen savasiyorum sanip kendini paraliyorsan. Karsinda oluler varsa. Bunun adi savas olabilir mi hic? Olamaz olmuyor iste. 



Cunku ben aslinda o an’I bekliyorum. Geldi sandigim her anda da kendimi yukseklere cikariyorum. Izin veriyorum hem bana hem karsimdakine.  Sanki olacakmis gibi geliyor. O kadar gercekci olmasi o kadar olacak gibi olmasi. Ben salak miyim? Biraz.

Ne yapilabilir? Vazgecilebilir mi yine yeniden. Benim var hayatimda bir donem, kisa, vazgecmisim o donem. Cok da guzel, huzurlu. Ama birileri izin vermemis. Zorla inandirmis beni. Zorla cekmis icine o olabilecekler dunyasina. Oylesine inandirmis ki yine ruhum kendine gelmis. Sanki mezardan kalkmis bir yeni hayata baslamis. O hayat curudu simdi. Yine yok. Vazgecmenin esigindeyim ben. Bu defa geri donemem de bastan baslayamam da. Ben gencim saniyordum bir kac hata yapabilirm saniyordum. Ama sanirim benim hayatimda hatalara yer yok. Benim hayatim kusursuz olmak icin yaratilmis oyle dizayn edilmis. En ufak hataya tahammulu yok bu hayatin. Ve beni cezalandiriyor. Bana izin vermiyor. Bir hatayi bile yasamama izin vermiyor. Biraz bile “olsun” dememe izin vermiyor.
 Olacaksa. Olacak. Yarim ya da yamalak diye bir sik yok. Ben de yok.
Sizde de yok.
Bazilarinda var. ben biraz da olsa o hatayla yasamak istedim. Ben biraz hissetmek istedim nasil bir seydi bu an’ anlari yasamak.

Bende yasanamiyor goruldugu gibi. Olmuyor. Ben yine kendimi o esikte kivranirken buluyorum.  Cevapsiz sorularla buluyorum kendimi. Neden diye soruyorum her dilde. O kadar kendince ki cevaplar. Ve o kadar yalan. Ne kotu o kadar gercekti yasadiklarimiz. Gercekten baska bir sey degildi hatta. En saf haliyleydi. O ses tonu. O anlarin toplami. Simdi nasil bu kadar yalan girmis isin icine, nasil bu kadar boyut degistirmis olanlar. Nasil peki? Cevap yok dimi. Pardon. Cevap var. bir dolu. Bir suru. O kadar cok… cok sebep cok aciklama. Cok fazla vicdan rahatlatici. Cok fazla dusunce savar sey var. var aslinda. Ama yok. Bana yok. Benim icin hic bir cevap o gercek yasananlarin karsiligi olamaz.
Ben de yasadim ulan!

Demek istiyorsun. öl! Demek istiyorsun. Herkese, hepiniz hepbirlikte geberin! Demek istiyorsun. Bu nefret bir sabah oncesinde huzurdu. Bir sabah oncesinde umut ve mutluluktu. Hayaldi. Amacti ve gercekti. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...