Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Bu bir problem.

Git git! Yap. Mnakoym. Gençsin. Herkes sussun bence. Bir süre susalım bu kızgın günler geçsin. Sonra serinliğe çıkarız. Sonra bize ne olur biliyor musun? Biz çok sıkılırız. Hayatın mınakoymadan biz çok sıkılırız. Önce biraz dans edelim. Biraz içelim. Biraz olsun her şey. Az az. Sonra çoğalsın her yer her yere girsin. Nerde olduğumuzu unuttuğumuz an gelsin. Dağılalım sonra. Kimse kimseyi tanımasın. Mahşer günü ortalık. Yansın kül olsun. Nasıl olsa genciz böyle olması gerekiyor desin birileri. İçinden geçeni yaşa. Kaç defa geleceksin bu dünyaya. Bir! Kafasına sıçtığımın Bir defa geliyorsun. Unutmaya çalışacaklarını yaşamak ne demek! Hatırlamak istediklerine koşsan olmaz mı?

Bağırırlar arkandan. Yapma. Sonra yaparsın. Sonra iyi ki yaptın. Ya da boşver unut. Boşver! Boşverelim. Sonra kaçarız buralardan. Ölmek aklına gelir. Sanki bir seçenektir ölüm. En kötü ölürüm ya dersin. Sana bakarlar böyle aklını kaçırmış birine bakar gibi. Ne diyor lan bu?! derler. Doktorun sorar "ölümü ne sıklıkta düşünüyorsun?" "Aaa herzaman sen düşünmüyor musun?" "Bu bir problem"

Bence değil. Benim sorunum değil ki. Sizin sorununuz düşünmediğiniz için. Ölüm düşünülmez mi ya! Hayatın sonu. Her şeyin sonu geliyor. Öldük lan diyorsun. Sıçtık diyorsun. Gülmekten bile ölüyorsun ya! Gerçekten düşünmüyorsun farkındayım. Düşünür gibi yapmışsın çok mu. Ben düşünüyorum! Her gün. Her dakika. Bazen bazı zamanlar düşünmemeye çalışıyorum sanki öyle bir şansım varmış gibi. Bazen gerçekten yaşamaya doyamıyorum bazen yaşamak çok sıkıyor. Sanki bunu atlattık hadi gelin mınakoyim diyorum. ÇOK ÇOK gelin de dayanamayım, altından kalkamayım. O zaman belki olur başarırım. Düşündüğümü gerçekleştirmeyi. O zaten istiyordu dersiniz muhtemelen. Ne boktan.

Suçlamayı bıraktım neyse ki. En çok suçladığım ellerim. Bi de doğrucu tarafım. Söylemezsen olmaz. Söylemediğin şey yaşanmamıştır. Eskiden böyleydim. Gizli gizli yersen kilo almazsın gibi. Kimseye söylemediğin şey aslında yaşanmış sayılmaz. Kimsenin bilmediği. Sadece sen biliyorsun. İçinde yaşıyorsun. Yaşıyordum. Yaşamak güzeldi öyle sonra bir yerde bir fire verdim. Ve konuştum. Şimdi sustuğum anlar geliyor insanlar tepkisel. Susma. Neden sustun. Neden söylemedin. Neden mınakoyduğumun en ince ayrıntısına detayına kadar anlatmadın. Neden içine attın. "İçim lan benim" "Adı üstünde İÇ İ M. Benim yani. Benim içim. İçimde yaşadığım için öyle. Dışımda yaşarsam gerçek olur. İnsan olur elleri ayakları olur. Hem hareket eder, hem de bana bakar. Gözleri yerinden çıkana kadar bana bakar. Sana anlattım. Sen unuttun. Sonra ben o ayaklı canavar içimle karşı karşıya kaldığım gecelerde ne yapacağım" SÖYLESENE. Olmaz. İyi ki yapmışsın. Bak ne de güzel rahatladın. Söyle söyle. Anlat anlat. Noldu??? Nolduuuu!

Bi susun mnakoyim. Bi durun! Bi sakin. Bi bırakın böyle iyidir deyin. Deşmeyin konuşmayın. Sormayın.

Ben unuttum. Kim olduğumu da unuttum. Baştan yazıcam sanane lan. Baştan yaşayacağım. Her şeyi. En baştan bebek olucam önce. Yürümeden koşmayı öğrenicem. Kusucam sonra milyonlarca defa. En sonuna geleceğim her şeyin. Ama en baştan en sonuna geleceğim. Arada yaşadıklarımı da çöplük yapacağım. Kustuğum içine sıçtığım çöplük. Boktanlıklar dolu. Zehirimi akıttığım insanların leşleriyle dolduracağım. Susacağım istediğim an. Konuşacağım tanımadığım insanlara. Yanlışı doğruyu ayırt edemediğim bir hayata başlayacağım. Çünkü çok istedim ben doğruyu. Götümü yırttum. Parçalandım. Bölünerek çoğaldım her gün başka bir benle uyandım. Her gün bu kim lan dedim tanıştım. Tanıştığımı öldüremedim. Her gün çoğaldım. En son 100 lerce insandım. Binlercesini silmeye çalışarak. Ne demiştim hepsini öldüreceğim.

Sorgulamak doğamızda var ya hani. Bi ben de var siktiğimin sorgulaması. Sorgula, kategorize et, sil, yeniden yükle. Şimdi ne bu. Format atmak sanırım. Formatla başka bir versiyonu yükle. Tanımadığın haliyle baştan yarat. Baştan sil. Baştan başla.

Niye biliyor musun? Çünkü çok sıkıcı hayat. İç sıkıcı yani. Çok bunaltıcı. Çok boktan. Ve çok şey var yaşamak istemediğim ve yaşadığım. ÇOK fazlası var görmek istemeden gördüğüm. Susmak isteyip konuştuğum çok an var. Kalbim donsa da dursa dediğim çok his var içimde. Dondurma tedavisi uyguladığım. Olduğu gibi bıraktığım yıllar sonra ortaya çıksın da sokaklarda "soğuk istiyorum soğuk" diye bağırarak koşayım diye. Olduğu gibi bıraktığım her şey. Yıllar sonra çıksın diye. Öldüremiyorsun ki fiziksel olarak. Duruyorlar. Karşında olmasa da bir yerlerde.


Uzayda kaybolasım var. Fırlatılasım var. 40.000 lerden atlayasım var. Yok olarak bölünerek parça parça düşesim var dünyanın her tarafına. Derimin altındakilerle kavga etmekten bıktım çünkü. Bölünmekten. En çok neyden sıkıldım.. TOPARLAMAKTAN.

Neyse ki artık öyle bir derdim kalmadı. Çünkü kendim başaramayacağım bunu. Yardım aldım. Almak istemeyerek çok belli zaten. İstemediğim. Böyle olması/böyle olmam gerektiğine inandığım. Acısız bir hayat yaşıyorsan salaksın çünkü. Öyle bir hayat yok. Ölümü düşündüğüne şaşıran doktorlar var. Düşünmemen için ilaç tedavisine başlatan. Ay ne komik. Uyuştur beynini. Uyuşuk beyin düşünmez di mi? İşte bu bir hastalık değil o zaman. Bu normal değil belki. Çünkü normal geri kalansa. Evet normal değil. Bence sadece tek bir kelime. Doğal.

Doğal yollara sıçayım. Bu böyledir. Artık. Publish. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gaslightingin türkçesi adam sikmektir.

manipülatif insanlar hakkında konuşacağım. tamamen klinik vakalara olan ilgimden yazılmış bir yazıdır. hiç yaşamadım zira manipülasyonu 50 km öteden anlayıp kaçıyorum.  şimdi çok önemli bir bilgi vericem bunu yazın bir yere; manipüle edilmeye çalıştığımı nasıl anlıyorum, şöyle: normalde doğru olduğunu bildiğin ve her zaman yaptığım herhangi bir şey var (33 sene içerisinde herhangi bir zamandayız), görüştüğüm ve görüşmemde sorun olmayan herhangi biri var, gittiğim ve gitmekte sorun görmediğim herhangi bir yer var, bir müzik var dinlediğim, bir giysi var giydiğim, bir inanç var inandığım herhangi bir şey olabilir ve: birisi bana gelip diyor ki  "yapma bunu, çünkü ben istemiyorum"  "çünkü ben üzülüyorum" "çünkü bana göre yanlış ve bu sebepten yapmamalısın" "sadece beni üzdüğü için bu yanlıştır" vb. welcome to the manipülasyonun anası world.  akıl sağlığınızın yerinde olduğuna güveniyorsanız. ne yapıyorduysanız o insandan önce lütfen yapmaya devam ed

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o insan kişisi iyi bir anne ya da k

the only horrible thing in the world is gerçekten ennui.

boredom is a sign of satisfied ignorance, blunted apprehension, crass sympathies, dull understanding, feeble powers of attention, and irreclaimable weakness of character. james bridie boredom is certainly not an evil to be taken lightly: it will ultimately etch lines of true despair onto a face. It makes beings with as little love for each other as humans nonetheless seek each other with such intensity, and in this way becomes the source of sociability.” schopenhauer the only horrible thing in the world is ennui, Dorian. That is the one sin for which there is no forgiveness. oscar wilde - the picture of dorian gray. hepinize katılıyorum, tüm kötülüklerin anası alkol değil can sıkıntısıdır. ben.