Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

serbest çağrışım.

Müzik dinlerken ve özellikle yalnızken olan hislerin mi gerçek olanlar. Yoksa yanında sana "noldooo! ama noldooo!" diye sormasınlar diye sürekli olarak sırıttığın insanlarla olduğunda hissettiklerin mi. Bu konuya girmeyi hiç istemezdim ama çok geç.

Başkalarının seni nasıl gördüğüyle var oluyorsun. Değiştirmeye çalışsan bile değiştiremediklerinle var oluyorsun. O yüzden anlatıyorsun ya bu kadar. O yüzden bu kadar çok yazıyorsun. Kendine ihanet etmemek için. İçinde taşıdıklarını yok sayanlarla yaşarken bunların bu kadar dışarı çıkmasının sebebi bu. Sürekli kendini bu ekranın karşısında bulmanın sebebi. Tek yapabileceğin bu. Ve yanında olsaydı anlardı diye düşündüğün insanların şarkılarını dinlemek. Yanımda olsa sussak bile anlaşabilirdik dediğin insanların yazdığı kitapları okumak. Olabildiğince anlaşıldığını anladığın insanlara kaçmak, sığınmak diyelim.

En boktanı da bir zaman sonra senin melankolin mi onları bu hale getiren yoksa onların neşesinden kaçmak mı seni bu hale getiren anlayamamak. İnsanların seni oyaladığı büyük bir gerçek. Oyalanmak ise, bunun bilincinde olarak oyalanmak özellikle çok iç yakan bir durum. Kafanın oyalanabilecek kadar küçük olduğunu bilmek. İnsan kendini ezik hissediyor. Seninle oyalandıklarını bilmek bile bu kadar üzücü olamaz. Ama kendini düşüncelere boğmak. Kendinle kalıp sabahlara kadar kimse için değil ama senin için önemli olanları düşünmek. Hayatın bir anını alıp genişlete genişlete her yere yaymak. Bundan ibaret olduğunu anlamak. Kendini kabul etmek en hasta düşüncelerinle. İşte bu yaşadığını hissettiğin an. İşte benim yaşadığımı hissettiğim an. Geçirdiğim zamandan pişman olmadığım zamanlar geçirmek.

Kafanı karıştıran insanların söyledikleri. Çünkü hiçbiri gerçek değil. Söylenen şeyin altında yatan bir dağ ve senin gördüğün en azı. Ama neden söylediğini bildiğin ve ağzından çıkan cümleyle örtüşmeyenler sinirini bozabilir. En basitini yaşasan da sen karışır ortalık. İnsan hatası diye bir şey var. Hiç düşmeyecek uçakları düşüren, batmayacak gemileri batıran. Yanlışlıkla adam öldüren insan hatası. Korkutmaz mı? Nasıl bu kadar cesuruz diye düşünür dururum.

Hayatında yeri bu kadar büyük olan insanlardan kaçmak isterken en kalabalık yerde kendini bulursun. Belki bazen bir insan bile en büyük kalabalıkları yaratır. Aklında hiç susmadan konuşan binlercesi gibi. Zihin temizliği istersin bunun yüzünden bunu yapabilmek zordur. Ama en tatmin edendir de aynı zamanda. En çok tatmin eden şu hayatta! Zihnini temizlemek. Çok yorucu bir günün ardından aldığın 1 saatlik duş gibi. 15 saat uyumak gibi. Uyandığında kaldığın yerden devam edemezsin. Temizlenmiştir. Azalmıştır bazı şeyler. Kaçış böyle bir şeydir. Yerse kaçmak. Kendinle kalmak yerse.

Sen kendini nasıl biliyorsan öylesindir. Kimse değişmez ve bundan dolayı kimsenin seninle olan fikirlerini de değiştiremezsin. Bu konuyu burada kapatıyor gibi olsam da aslında baya uzun süre düşüneceğim. Tek düşünesim olan şeyler bunlar diye. Ve tek yazabildiklerim bunlardan ibaret diye. Ya da hala asıl yazmak istediklerimi yazacak cesaretim yok diye. O gün de gelebilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gaslightingin türkçesi adam sikmektir.

manipülatif insanlar hakkında konuşacağım. tamamen klinik vakalara olan ilgimden yazılmış bir yazıdır. hiç yaşamadım zira manipülasyonu 50 km öteden anlayıp kaçıyorum.  şimdi çok önemli bir bilgi vericem bunu yazın bir yere; manipüle edilmeye çalıştığımı nasıl anlıyorum, şöyle: normalde doğru olduğunu bildiğin ve her zaman yaptığım herhangi bir şey var (33 sene içerisinde herhangi bir zamandayız), görüştüğüm ve görüşmemde sorun olmayan herhangi biri var, gittiğim ve gitmekte sorun görmediğim herhangi bir yer var, bir müzik var dinlediğim, bir giysi var giydiğim, bir inanç var inandığım herhangi bir şey olabilir ve: birisi bana gelip diyor ki  "yapma bunu, çünkü ben istemiyorum"  "çünkü ben üzülüyorum" "çünkü bana göre yanlış ve bu sebepten yapmamalısın" "sadece beni üzdüğü için bu yanlıştır" vb. welcome to the manipülasyonun anası world.  akıl sağlığınızın yerinde olduğuna güveniyorsanız. ne yapıyorduysanız o insandan önce lütfen yapmaya devam ed

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o insan kişisi iyi bir anne ya da k

the only horrible thing in the world is gerçekten ennui.

boredom is a sign of satisfied ignorance, blunted apprehension, crass sympathies, dull understanding, feeble powers of attention, and irreclaimable weakness of character. james bridie boredom is certainly not an evil to be taken lightly: it will ultimately etch lines of true despair onto a face. It makes beings with as little love for each other as humans nonetheless seek each other with such intensity, and in this way becomes the source of sociability.” schopenhauer the only horrible thing in the world is ennui, Dorian. That is the one sin for which there is no forgiveness. oscar wilde - the picture of dorian gray. hepinize katılıyorum, tüm kötülüklerin anası alkol değil can sıkıntısıdır. ben.