Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Temizlen bakalım.

Yıllar geçirsen belki tanıyamazsın birini. Tanımak sevmek için yırtınırsın. Çünkü senin yaşam enerjini aldığın yer o. Sevmeye çalışırsın. Ölüm varken tırnaklarını geçirip tutunmaya çalıştığın. Bırakıp gidemediğin hayatta sevmeye çalışırsın. Sevebildiğim kadar seveyim. Ölene kadar. Enerjisiz hayat geçmez. Bu uğraşta sürünür gidersin. Başka şeylerin yanında.. Sevemezsin ama bir türlü. Yeterli gelmez. Bir şeyler eksiktir. Çünkü bir insanı sevemezsin olduğu gibi. Bir kediyi, köpeğini, eşyanı sevebilirsin. Karşılıksız. O senin içine huzur verir ancak. Neden? Zarar vermez. Basit mantık yine. Sevdiğini sandığın şey sana enerji vermek yerine sana bir bedel ödetiyorsa. Nasıl seviyorum diyebilirsin. Dersin ama yalan olur.

Anlıyorum aslında. Çok kurcaladığımız için bu hale geldiğimizi. Geldiğimi. Bir çok şeyi anlayabiliyorum. Sakin olmak dururken delirdiğimiz anları. Görebiliyorum. Dürtülerimizin bizi nerelere getirdiğini. Her gece dayanamayıp yediklerinin kilo yapması gibi. Hiç bir farkı yok. Her gün seni sonunda mutlu etsin diye sevdiğin beklediğin insanın sonunda sen de bozukluklar yaratması gibi. Diyet yaparsın sonra. Bunun adı da insan diyeti. Yemezsen kilo verirsin. Uzak durursan da temizlenirsin. Yapabilirsin. Mesela bir şarkıdan alırsın bir günlük enerjini. Bir sonraki gün güneşte bekletirsin kendini. Isınırsın. Kitabındaki bir cümleden alırsın enerjini. Tek başına sokakta alırsın. Temizlenirsin. Temizlenmen gerekir. Zihnen. Ruhen. Sonra belki.. Korkmazsan tekrarından. Korkmazsan hiç. Korkarsın.. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...