İsmimizi, statümüzü, yaşımızı, ırkımızı tanışmanın ilk 10 dakikası içerisinde sormadığımız zaman, sormasak bile öğrenmek hevesini arkamızda bıraktığımız zaman gerçekten özgür insanlar olabileceğimiz gerçeği baya acı bir gerçek. Bilinmediği zaman ön yargıdan kurtuluyoruz bu bir gerçek. Ufacık bilgiler, kişiliğimizin bilmemkaç milyonda biri kadar ufacık. Fakat çok değerli. Çok garibiz biz insanlar.. Tutup karşındakine, karşındakinin görüşüne saygı duymaktan bahsediyoruz. Bir ufak bilgi ile sarsılacak saygımız ise yokmuş gibi davranıyoruz. Söyleyemediğimiz ve sadece söylemediğimiz için doğru olduğumuzu sandığımız hislerle, ön yargılarla doluyuz, taşıyoruz. Öyle olmadığımıza inandırmaya çalışmamız, öyle olmadığımıza inanmamız, o kadar net özgürlük kavramının ya da saygı çerçevesinin olacağına inanmamız da bir o kadar.. Garip.
saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
Yorumlar
Yorum Gönder