Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Paylaş-a-ma-mak.

Acı kopyalamak. Acıyı çoğaltmak. Acıdan kaçamamak. Acının seni bulması. İstemesen bile oluşan problemler. Gözünü kapatıp açtığında gitsin istediğin her şeyin hala orada olması. 

Bazen diyorum ki bazıları sadece şanssız mı? O kadar mı yani? 

Bir defa başıma gelmişti bundan yıllar yıllar önce birisinin acısını paylaşarak küçültmeye çalışmıştım. Çünkü çok fazlaydı. Ve elinde olan bir şey değildi.. Tamamen kendi dışında gelişen şeylerin kurbanı olmuştu. İstese bile kendini düzeltmeyeceği bir durumdaydı. Gerçekten hatırlıyorum kendimi onun acısını küçültmeye adadığımı. Fakat unutturarak değil. Unutturamazsın.. Acıyı oyalayamazsın, oyalamaya çalışmak da saçmadır. Kimse de istemez. Ben paylaşmıştım fakat kendime çekerek. Artık sanırım bu işler için fazla bencil olduğumdan yapamıyorum. Acıyı kopyalayamıyorum bile. Yeterince hissedemiyorum bile. Görebiliyorum, konuşabiliyorum fakat paylaşamıyorum. 

Bunu yapmak istediğim bir başka an geldi yine hayatıma. Uzun zamandır ilk defa birisinin acısını dalga geçmek, küçümsemek, bu ne lan demek yerine ciddiye aldım. Çünkü ciddi. O an yıllar önceki insan aklıma geldi. O ben oluyorum. Bunun için bir şeyler yapabilen. Yapmak isteyen değil, gerçekten yapabilen. Sevdiği insanları gerçekten önemseyen. Önemseme yetisine sahip olan ben. Nerede şimdi bilmiyorum. Baya bir gitmiş. Baya gitmiş. 

Bazen kendini değiştirmek için ciddi çabalar içerisine giriyorsun. Sonra gün geliyor fark ediyorsun ki gerçekten işe yaramış. Bazı şeyleri sadece sana iyi gelmediği için uzaklaştırmışsın hayatından. Ruhunu karartacak ne varsa yok etmişsin. Canını sıkacak her şeyden son hızla kaçmışsın. Üzülmemeye, duygusal davranmamaya çalışırken, ağlamamaya kasarken, acı hissetmemeye uğraşırken.. İnsan garip varlık. Değiştirebiliyorsun. Gelişebiliyorsun. Bazı hataları keşfedip tamamen silebiliyorsun. Yapmışım. Şuan gıcık oluyorum. Çünkü bazen ihtiyacın oluyor. Bazen içinden deli gibi umursamak geliyor. Umursamak, yardım etmek, paylaşmak, ilgilenmek, merak etmek gerekirse uyumamak düşünmek dua etmek. Fakat bunların hepsini yapabilmek için hissetmen gerekiyor. Acıyı paylaşabilmen için önce acıyı hissetmen gerekiyor. Ve ben bunu yapamıyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. Bir an hissediyorum sandım sonra bir baktım gülüyorum. İçimde mutluluk var. Nedensiz. Çünkü konuyla alakam yok. 

Sevmedim bunu. Genelde en sevdiğim fakat şuan sevmedim, sevemedim. Çünkü ben sevmek istiyorum. Birilerini.. Gerçekten. Kıytırıktan değil. Öylesine değil. Lafta değil. Birini seviyorsam gerçekten önemsemek ve onunla birlikte ne boku varsa hissedebilmek istiyorum. Bunu yapamadığım sürece de belki kendim iyi kalırım. Kirlenmez kafam. Yormam hislerimi. Yıpranmam. Yaşlanmam bile. Fakat istediğinde yapamıyorsan da problem var. Numaradan da yapamadığım için.. Olmuyor. Çünkü olmuyor. Denedim fakat bırakmayacağım denemeye devam edeceğim. 

Bir switch olsa ya.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten.