Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Sorun korku.

Az önce yalnız olduğumu itiraf ettim kendime. Yalnızlık seçimle olduğu zaman ok'dir falan gibi de bir dolu kendimi rahatlatıcı saçmalıklar sıraladım. Seçimle dediğin evet olur olmaz, salak, ya da sana zarar verecek insanlardan uzak durmak mantıklı bir seçim. Ama artık denemeyecek kadar, daha işin ilk başından seçimini bildiğin birine ültimatom verecek kadar uzakta durmak. Korkmaktan başka bir şey değil. Mükemmel arayışında olduğumda bir gerçek. Ama hangi mükemmelden bahsediyorum ben kendim bu kadar kusurlu bir insanken. Tahammül edilebilir biri değilken. Milyar tane soru varken kafamda ve bunları cevaplamalarını isterken insanların. Bütün bulutları kafamdan kaldırmasını istersem bunu yapabilir mi ki hiç kimse, bir anda. Ben söyleyeyim yapamaz. Ben kendime cevap veremiyorum, başkası nasıl verebilir. Manyakça bir insan. Obsesifim. İnanılmaz gıcıklıkta takıntılarım var. Her şeyi bir anda istiyorum. Her şey net olsun istiyorum. Bulanık yaşadım bir süre ondan olabilir. Fakat herkesin net olabileceğine inanıyorum eğer isterlerse. Yanlışı buldum sanırım. 

Böyle bir şey yok. "Bir insan istiyorsa istiyordur." Bu mantıkla yaşanabilir mi. Doğru mu? Ben sanki kendim öyleymişim gibi kendim çok netmişim, bütün doğrularım çok keskinmiş gibi birilerinden bunu beklemek ne manyakça. Kendimi her şeyin dışında bırakmak için uydurduğum harika bir şey bence. Yalnız bırakmaya çalışıyorum kendimi. Çünkü kabul ettiğim şey sadece yalnız olduğum değil. Korkuyorum ben basbaya. Hissetmekten korkuyorum. Bir kişiyi istemekten korkuyorum. Sonra klasik şeyler. Birlikte olmak. İki kişi, birmiş gibi olmak. Sonra sorunlar çıktığında saçmalamalar. Kaçışlar. Gitmek istemeler. Doğrular, yanlışlar. Bir sürü şey. İki insanın birlikte olmaya çalışması kadar traji komik bir durum yok benim gözümde. Sonsuza kadar, aşk, zorunluluklar, bağımlılıklar ulan alışkanlıklar bile değişiyor. Korkuyorum. Çünkü yaptım. Hepsini. Ve sonu hoş değildi. Bir sürü korkunç hata yapıyorsun sonra kendinle hesaplaşıyorsun. Birilerini dinliyorsun. Kadınlar gerçekten çok fazla konuşabiliyor. Susturamıyorsun. Bazen en yakınını bile. Bazen kendini bile. Boktan işte. 
İyi de. Korkarak olmaz ki. Şans vermeden. İnsanların boktan olduklarını kabul etmeden olmaz ki. Hepimiz boktanız. Bir dolu sırrımız var kendimize bile söylemediğimiz. İğrenç varlıklarız. Yine de birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Her ne kadar yapamasak da. Sonu her zaman boktan olsa da. Karışıyoruz. Her zaman birbirine teğet duran hayatlarda olamıyoruz. İlla ki karışıyoruz. Sonra gel de çöz. 

Uzak durmak çözüm değil de kendini stand by'a almak işte. 

Günün başında ve sonunda değerlendiriyorum da bazı şeyleri. İhtiyaç var. Bir özel insana ihtiyaç var. Yeni birine ihtiyaç var. Seninle olacak birine ihtiyaç var. Planlara ihtiyacın var. Birine ihtiyaç duymaya bile ihtiyacın var. Hayatında korktuğunda arayacağın birine. Her zaman güçlü olmaya çalışıyorsun tek başınayken bazen de bırakasın geliyor da.. Birine ihtiyaç var o durumda. Bütün yükünü çat diye hayatındaki orada burada duran yakınlarına bırakamıyorsun. Onlara olmaz. Onlar kaldıramaz. Onlar değil. Birisi işte. 

O kadar uzun zaman kendimi inandırmışım ki birine ihtiyacım olmadığına, o kadar inanmışım ki. Belki de yok. Bilmiyorum. Şimdi de bu ihtiyacı götümden uyduruyor olabilirim. Kendimle ilgili şüpheye düşüyorum fazla düşününce. Çelişiyorum işte böyle. İhtiyacım var. Yalan söyleyemiyorum. Kimseye söyleyemiyorum. Ne istiyorsam onu söylüyorum. Ne geçiyorsa aklımdan hemen söylüyorum. Hata değil gibi geliyor. Fakat normal bir sosyal yaşam içerisinde bunu doğru anlayan birine henüz rastlamadım. Bunu bana veren ve al şimdi sen anla diyecek birine de rastlamadım. Rastladıklarım yüzünden işte. Suçu başkalarına atmak konusunda berbatım kendimi suçlamak konusunda da bir numara. Kendimi suçlamaktan o kadar korkuyorum ki, hata diyebileceğim birini hayatıma sokmak da işte bu korkuyu tetikliyor. O kadar korkmuşum o kadar çok suçlamışım ki kendimi çıkmaza girdim ya lan. Çıkmaz işte. 

Dön dur şimdi aynı şeyin içinde.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...