Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Hadi bakalım..

Güzeldi lan. 

Yani bir kısmı güzeldi. Bazı kısımları özellikle güneşin sırtıma vurduğu kısımlar falan çok fazla güzeldi. Gözümde canlandırırken bile yerden yüksekte gibiyim. Mutlu olma kapasitesine sahip olduğuma inanmak güzel. Gördüm çünkü. Artık kimse bana asla mutlu olamayacaksın! sen bu kafayla falan.. demeyecek.
Oldum. Güzeldi de. Biraz sürdü, sürebildi. Söylenmedim ben o sürede. Hiç şikayet etmedim. Hiç geri gitmedim. Hep kaldım, durdum, sustum vs. Sonra bir zaman geldi o güzeldi lan dediğim her ne ise bozdum.

Ben güzel değilim ki lan. 

Değilim yani kabul ediyorum. Bunu tabi ki tartışırken kabul etmiyorum. Sanki en iyi benmişim gibi davranıyorum. Ben normalmişim gibi ve isteklerim normalmiş gibi. Aslında olmadığının gayet farkındayım. Normali istedim bir süre o halimle daha beterdim. İstiyor ve aynı zamanda istemiyordum. Nasıl bir işkenceydim! 

Şimdi de işkence olmamak adına alıyorum kendi isteklerimi ve gidiyorum. Çünkü bazı insanlar güzel şeyler yaşamalı. O istedikleri güzelde de kesinlikle ben yokum. Ahha. En başındayken anlatmalı mıyım? Söylemeli miyim? Yok mnkym bi de sözleşme imzalayalım. Bunlar bunlar olsun diğerleri gitsin yazalım. 

Ben bilmiyorum ki yarın ne isteyeceğimi. Yarın neye tutkuyla bağlanacağımı. İnsanlar nasıl biliyor? Arkadaşlarım -yani uzaktan baktığım arkadaşlarım- nasılda yürütebiliyorlar her şeyi. Sorunları olduğu halde yenisini aramıyorlar. Nasıl kaçmıyorlar. Tatmin olmuşlar gibi sanki. Yorulmuşlar. Sıkılmışlar ama bir yandan da daha iyisi yokmuş gibi davranıyorlar. Öyle kabul ediyorlar. 

Daha iyisini ararsan sonu gelmez.. Ama yani bazen de sıkılmıyor musunuz? Aynısı. Hep. Her zaman. Düzelmeyecek fakat düzelmesini umut ederek geçirdiğin bir ömrü göremiyor musun?! Enteresan. 

Kavgadan bahsediyorum. Uyumsuzluktan. Sürekli haber vermek zorunda olmaktan. Sürekli birinin seni bilmesinden. Ben bilmesine izin verip sonra bildiklerini unutsun istiyorum. Çünkü endişelenmesin istiyorum, endişeleniyor. Bazen de endişelensin istiyorum o zaman da endişelenmiyor. En güzel kısmı bilmediği kısmı. O haldeyken her şey çok havada. Her şey çok sıradan. Her şey çok yüzeysel ve koparılabilir. 

Hadi gidelim biz. Kendimize yeni bir hayat kuralım. Kimsenin olmadığı. Kimsenin gerçekten var olamadığı. Kimseyi çıkarmak zorunda kalmayacağımız bir hayat kuralım. Ha

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...