Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Otelden bildirdim.

-3 dereceye mi gidicen? 30 dereceye mi? Bilmeden valiz hazırla. Gece 2 de hazırlan, taksiye bin, otele git. Mesleğe gel... Sonra ''ayy ne güzel siz her yeri görüosunuz''  He görüyoz. 


Otel odası en çok gördüğüm yer mesela. Barcelona'daki otel minimal dizayn edilmişti. Harikaydı cidden. Dakka'da hamamböcekleriyle süslemişlerdi odayı. Çok heyecanlı, her yerden çıkabilir. Münih'te popart tablo vardı çok tatlı. Ona bakarak uyuyakalmıştım... İstanbul'da ilk kez kalıyorum. Odayı değil de neden 5 dakika uzaklıktaki evimde kalamadığımı düşünebiliyorum ancak. Oda standart. 


Fragmanlarını izlediğim ülkeler oldu. Yalan değil. 8saat içerisinde Paris'te koşarak eyfel'e gidip fotoğraf çektirip döndüm. Chicago'da bayılma riskini göze alarak uçuş sonrası şehire indiğim oldu. 50 saat boyunca bangladeş'te camdan dışarıyı izlediğim de oldu. 1 tam gün kaldığımda da yeterince bilgi edinmeye çalışmak, turistik hareketler ile dinlenmeceli hareketleri birleştirmek uğruna parçalandığım zamanlar oldu. Oldu evet. Biz çok geziyoruz daha doğrusu görüyoruz. O kadar ki bir yerde zaman kaybetmeyip hemen bir diğer yere yolluyorlar. Orayı da görün diye. Fazla kalırsak, dünyanın geri kalanına zaman kalmaz diye. Daha afrikanın adını bile duymadığımız yerleri var. Sırf biz gidebilelim diye insan olmayan yere havalimanı açtılar mesela. Sağ olsunlar. 


Hala da beni şaşırtmaya devam ediyor. Otelde nöbet! Bu ne lan. Arkadaşım vardı yanımda az önceye kadar, yok oldu. Gecenin orta yerinde acı acı çalan telefonla uçarak gitti. ''Yarım saatin var, hadi bakalım'' 


9 saat var daha. Uyuyarak geçer bence. Uyandırmayın gözünüzü seveyim. Hadi. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...

İçsel Çatışmalarım - Karen Horney

GİRİŞ "Çatışma birbiriyle çelişen bir dizi nevrotik eğilim arasındaydı ve bu çelişki en başta kişinin diğerleriyle ilişkisini etkilese de, zamanla kendisiyle olan ilişkisini de içine alıyor ve onun çelişkili özellikler ve değerler taşımasına neden oluyordu." "Temel işlevi içsel kuşkuları yatıştırmak olan mesnetsiz bir haklılık duygusu, parçalanmış bir insanı saf irade gücüyle bir arada tutan katı bir özdenetim ve tüm değerleri küçümserken ideatkkere ilişkin çatışmaları ortadan kaldıran sinizm" NEVROTİK ÇATIŞMALARIN YAKICILIĞI "Çatışmalar çoğunlukla fikirler, inançlar ve değer yargılarıyla ilişkili olduğundan onların farkına varmak için önce kişinin kendi değer sistemini geliştirmiş olması gerekir. Başkalarından devraldığımız ve özümsemediğimiz fikirler çatışmaya yol açacak ya da seçim yaparken kişiye rehberlik edecek bir güce sahip değildir. Yeni etkilere maruz kalındığında bu tür fikirlerin yerini kolayca diğerleri alacaktır." "Harry Emerso...