Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Basınçtan.

Hayat ne kadar küçük. Sürekli kendinle karşılaşıp duruyorsun. Kendine tosluyor, kendinle muhabbet ediyor, kendinden kaçıyorsun ve yine yollar kendinde kesişiyor. 

Dönüp dolaşıp geldiğim yer yine aynı. Bu döngüyü kırmak adına yaptıklarım başarısız. 

Konuştuklarımı farklı cümlelerle söyleyerek yutturuyorum. Aslında tema aynı. Aslında her şey ve herkes aynı. Belki de her şey ve herkes yok. Bir tek ben varım. Kimseyi umursayamadığım gibi her şeyi görebiliyorum. 

Bu söylediklerimi binlerce kez söyledim. Hiç kimseye söylememiş olmam çelişkisi. 

Herkes gibi ben de bulmak istiyorum. Bugün baskı yaptı bir şey, beynimden doğru başlayarak, kulaklarımı ağrıttı. Bağırıyordu içimdeki saçmalık. "Bulmak istiyorum" diye. Bırakasım gelmedi bugün, o sesi susturasım gelmedi. Yine kendimdeyim. Yine geldim. Vardım. Yollardan, arazilerden, manzaralardan, binlerce insan, yüzbinlerce düşünceden geçtim ve yine kendime vardım. 

Kafasını okşayıp susturduğum çocuk büyümek istiyor. 
Uyuttuğum çocuk uyanmak istiyor. Çocuk kalmak ne kadar güzel... Ve bir o kadar tamamlanamamış. Artık evrimi tamamlamak istiyor çocuk. Tutamıyoruz. Bağırarak uyandırdı beni. Nerede olduğumu anlayamadan attım kendimi yataktan. 

Bu çocuğa fazla yüklendim. Her şeyi anlattım, okuttum, dinlettim, gösterdim. Sonra da sus otur sen çocuksun dedim. 

"Siktir lan sensin çocuk" dedi bugün bana. Bozuldum ama haklı. 

Açalım yolunu senin çocuk. Aş beni git. Al beni de git. Gidelim bakalım neler çıkıyor yolumuza. Büyüyelim bakalım ne kadarı ağır gelecek. Nereye kadar kaldırabileceğimize bakalım. Üstlenelim bakalım hisleri. Duyguları. İsim koyalım. Dinleyelim, isteyelim. 

Hep o bana anlatıyor, ben ona anlatıyorum. İki kişiyiz. Hep anlatıyoruz. Hep sustuğumuz zaman ölüyoruz. Her düşündüğümüz de uyuyoruz. Rüyalarda ayrılarak uyanıyoruz. Hayatımızı ben yaşıyorum. Tek başıma. Kimseye sormadan. Hiçbir yola girmeden. Kaçarak. Kaçıyorum. 

Çocuk isyanda. 

20 saattir uyumamış. Uyutmuyor, yazdırıyor. 

Bilmiyor ki ben yazınca unutuyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gaslightingin türkçesi adam sikmektir.

manipülatif insanlar hakkında konuşacağım. tamamen klinik vakalara olan ilgimden yazılmış bir yazıdır. hiç yaşamadım zira manipülasyonu 50 km öteden anlayıp kaçıyorum.  şimdi çok önemli bir bilgi vericem bunu yazın bir yere; manipüle edilmeye çalıştığımı nasıl anlıyorum, şöyle: normalde doğru olduğunu bildiğin ve her zaman yaptığım herhangi bir şey var (33 sene içerisinde herhangi bir zamandayız), görüştüğüm ve görüşmemde sorun olmayan herhangi biri var, gittiğim ve gitmekte sorun görmediğim herhangi bir yer var, bir müzik var dinlediğim, bir giysi var giydiğim, bir inanç var inandığım herhangi bir şey olabilir ve: birisi bana gelip diyor ki  "yapma bunu, çünkü ben istemiyorum"  "çünkü ben üzülüyorum" "çünkü bana göre yanlış ve bu sebepten yapmamalısın" "sadece beni üzdüğü için bu yanlıştır" vb. welcome to the manipülasyonun anası world.  akıl sağlığınızın yerinde olduğuna güveniyorsanız. ne yapıyorduysanız o insandan önce lütfen yapmaya devam ed

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o insan kişisi iyi bir anne ya da k

the only horrible thing in the world is gerçekten ennui.

boredom is a sign of satisfied ignorance, blunted apprehension, crass sympathies, dull understanding, feeble powers of attention, and irreclaimable weakness of character. james bridie boredom is certainly not an evil to be taken lightly: it will ultimately etch lines of true despair onto a face. It makes beings with as little love for each other as humans nonetheless seek each other with such intensity, and in this way becomes the source of sociability.” schopenhauer the only horrible thing in the world is ennui, Dorian. That is the one sin for which there is no forgiveness. oscar wilde - the picture of dorian gray. hepinize katılıyorum, tüm kötülüklerin anası alkol değil can sıkıntısıdır. ben.