Hayat ne kadar küçük. Sürekli kendinle karşılaşıp duruyorsun. Kendine tosluyor, kendinle muhabbet ediyor, kendinden kaçıyorsun ve yine yollar kendinde kesişiyor.
Dönüp dolaşıp geldiğim yer yine aynı. Bu döngüyü kırmak adına yaptıklarım başarısız.
Konuştuklarımı farklı cümlelerle söyleyerek yutturuyorum. Aslında tema aynı. Aslında her şey ve herkes aynı. Belki de her şey ve herkes yok. Bir tek ben varım. Kimseyi umursayamadığım gibi her şeyi görebiliyorum.
Bu söylediklerimi binlerce kez söyledim. Hiç kimseye söylememiş olmam çelişkisi.
Herkes gibi ben de bulmak istiyorum. Bugün baskı yaptı bir şey, beynimden doğru başlayarak, kulaklarımı ağrıttı. Bağırıyordu içimdeki saçmalık. "Bulmak istiyorum" diye. Bırakasım gelmedi bugün, o sesi susturasım gelmedi. Yine kendimdeyim. Yine geldim. Vardım. Yollardan, arazilerden, manzaralardan, binlerce insan, yüzbinlerce düşünceden geçtim ve yine kendime vardım.
Kafasını okşayıp susturduğum çocuk büyümek istiyor.
Uyuttuğum çocuk uyanmak istiyor. Çocuk kalmak ne kadar güzel... Ve bir o kadar tamamlanamamış. Artık evrimi tamamlamak istiyor çocuk. Tutamıyoruz. Bağırarak uyandırdı beni. Nerede olduğumu anlayamadan attım kendimi yataktan.
Bu çocuğa fazla yüklendim. Her şeyi anlattım, okuttum, dinlettim, gösterdim. Sonra da sus otur sen çocuksun dedim.
"Siktir lan sensin çocuk" dedi bugün bana. Bozuldum ama haklı.
Açalım yolunu senin çocuk. Aş beni git. Al beni de git. Gidelim bakalım neler çıkıyor yolumuza. Büyüyelim bakalım ne kadarı ağır gelecek. Nereye kadar kaldırabileceğimize bakalım. Üstlenelim bakalım hisleri. Duyguları. İsim koyalım. Dinleyelim, isteyelim.
Hep o bana anlatıyor, ben ona anlatıyorum. İki kişiyiz. Hep anlatıyoruz. Hep sustuğumuz zaman ölüyoruz. Her düşündüğümüz de uyuyoruz. Rüyalarda ayrılarak uyanıyoruz. Hayatımızı ben yaşıyorum. Tek başıma. Kimseye sormadan. Hiçbir yola girmeden. Kaçarak. Kaçıyorum.
Çocuk isyanda.
20 saattir uyumamış. Uyutmuyor, yazdırıyor.
Bilmiyor ki ben yazınca unutuyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder