Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

İçinde patlar.

Hadi! Olmuyor ama. Hadi. 

Çalıyoruz, söylüyoruz, dinliyoruz, gözlerimizi kapatıp bambaşka alemlere gidiyoruz, başka evrenlerde buluşuyoruz. 

Gidiyoruz, duruyoruz aynı anda. Gitmeye devam ediyoruz. Geri dönülemez yeri arıyorum! Bir gidiş ki o gidiş. 

Bir nefeslik değil. Son nefeslik. Aldığım nefes, verdiğim değil.

Gitmelik nefes.  Bir mis koku olabilir. Yağmur kokusu ya da toprak, dağ havası olabilir. Ciğerlerime zorla doldurduğum oksijen dışında bir nefes. İstemiyorlar hissettirerek. Zorla çekiyorum havayı. Duman solumak daha keyif verici bu sıra...

Sıkıştım. Çişim gelmedi de.. Sıkıştım yani. Öyle hissediyorum. 10..9..8.. 0 patlasam mesela. Rengarenk dağılsa etrafa her şeyim. Kül kalsın. Duman olsun. Dağılsın ama her yere, her tarafa. Öyle bir dağılma isteği bu, tutamıyorum. Deniyorum fakat olmuyor. 

Gülüyorum, bağırarak. Dans ediyorum, sarhoş olmadan. Ağız göz dalsam belki en yakınıma o zaman olabilir.

Müzik yapamıyorum, söyleyemiyorum, çizemiyorum, güzel yazamıyorum, bir şey üretemiyorum, içim dolmuş taşıyor fakat ben bir türlü dökemiyorum, hayal ediyorum, kafamda her şeyi mükemmel yapabiliyorum, ama gerçekte yaşayamıyorum. Üretenleri ve üretilenleri çok güzel takdir edebiliyor, sevebiliyor, aşık olabiliyorum. FAKAT BEN BİR BOK YAPAMIYORUM. 

En iyisi cup noodle yapayım, yiyeyim. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...