Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

kafayı kırma şekli.

her yaşadığınız şeyi iyi ya da kötü neden yaşadığınızı düşünün. ve bunları önceden başkalarına yaşattıklarınıza bağlayın. özellikle birileri size istemediğiniz gibi davrandığında, istediğiniz bir şey olmadığında, sevdiğiniz insanlar sizden uzaklaştığında, birisi size yalan söylediğinde, aldatıldığınızda.. bunu yapın. ve gerçekten hak ettiğinizi düşünün. ki mutlaka hak etmişsinizdir. masum olmadığınıza inanın. ne kadar çok kötülük yaptığınızı düşünün. ve şuana kadar yaşadığınız kötü olayların aslında yetmediğine inanın. her yaptığınızın bir bedelini görüyorsanız aslında hiç bitmemiştir diye düşünürseniz liste çıkartana kadar gider bu olay. listeye çentikler atabilirsiniz, bunun karşılığını yaşadım, bunun yaşamadım gibi. kafayı yememek elde değildir.

ondan sonra; dürüst olun. ama gerçekten. insanların yüzde yüz dürüst olduğu bir hayatı hayal edin. gereksiz nezaket, beyaz yalan, bazı şeyleri hafifleterek söylemek, içine bir şeyler katmak, bazı şeyleri hiç söylememek gibi şeyleri çıkartın hayatınızdan ve öyle yaşamaya çalışın. etrafınızda ki herkese doğruyu söylemeye çalışın. yapabildiğiniz kadarını yaptığınızı düşünüyorsunuz ama aslında yapmıyorsunuz. daha fazlasını isteyin. yüzde yüz dürüstlük isteyin. ve gelmediğini göreceksiniz. yapamadığınızı göreceksiniz. ve sonunda şu ayrıma geleceksiniz. kalp kırmamak mı daha önemli, dürüst olmak mı daha önemli, ya da dürüst olmak gerekli mi her zaman. düşünün bunları.. muhteşem bir kafayı yeme sebebidir.

ne kadar boş yaşadığınıza kafayı takın sonra. facebook, twitter, instagram, foursquare, gereksiz uyuduğunuz saatler, gereksiz yatakta döndüğünüz saatler, gereksiz muhabbetler, buluşmalar... bunlar yerine kitap okumadım. bir şey öğrenmedim. spor yapmadım. kendime iyi davranmadım hiç. yediğiniz şeyleri düşünün, sisteminize giren milyonlarca çöp yemek. kendinize verdiğiniz zararı düşünün. gereksiz yere ömrünüzden ne kadar yılı yediğinizi düşünün.

yani düşünün.. her şeye kafayı takın. çözüme ulaştıramayın sonunda, tekrar düşünmediğiniz an gelene kadar düşünün. tekrar aynı hayatı yaşayın ve tekrar yaşadığınız hayatı bokunu çıkartana kadar irdeleyin. plan yapmaktan ne kadar aciz olduğunuzu, insanoğlu olarak ne kadar aciz olduğumuzu, boş olduğumuzu, bu dünyaya sadece zarar vermek için geldiğimizi fark edeceksiniz. daha boktanı fark etseniz bile hiçbir şey yapma gücünü, götünü kendinizde bulamadığınız için nefret edeceksiniz. kendinizden ve insanlıktan. sonunda bu kısır döngü içerisinde kafayı yemeniz garantidir. yiyin kafayı sorun yok ama hayatta kalın. o daha önemli en azından sizi sevenler üzülmesin. dimi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...

İçsel Çatışmalarım - Karen Horney

GİRİŞ "Çatışma birbiriyle çelişen bir dizi nevrotik eğilim arasındaydı ve bu çelişki en başta kişinin diğerleriyle ilişkisini etkilese de, zamanla kendisiyle olan ilişkisini de içine alıyor ve onun çelişkili özellikler ve değerler taşımasına neden oluyordu." "Temel işlevi içsel kuşkuları yatıştırmak olan mesnetsiz bir haklılık duygusu, parçalanmış bir insanı saf irade gücüyle bir arada tutan katı bir özdenetim ve tüm değerleri küçümserken ideatkkere ilişkin çatışmaları ortadan kaldıran sinizm" NEVROTİK ÇATIŞMALARIN YAKICILIĞI "Çatışmalar çoğunlukla fikirler, inançlar ve değer yargılarıyla ilişkili olduğundan onların farkına varmak için önce kişinin kendi değer sistemini geliştirmiş olması gerekir. Başkalarından devraldığımız ve özümsemediğimiz fikirler çatışmaya yol açacak ya da seçim yaparken kişiye rehberlik edecek bir güce sahip değildir. Yeni etkilere maruz kalındığında bu tür fikirlerin yerini kolayca diğerleri alacaktır." "Harry Emerso...