Yine halet-i ruhiye'm ayaklandı. Bir oraya, bir buraya gezerken ayaklarını yere vurarak, sesinden kaçıyorum. Bir an bitti sandım hava kararırken. Bu son gidişi sandım düşüncelerimin, beni terk ettikleri an. Bir sürelik terkedişlerden değildir belki bir daha hiç dönmezler, kaybolurlar sandım.
Sonra kalabalık geldi, gürültü. Karanlık gitti ve rahatsız edici ışığıyla gözüme, beynime tekrar girdiler. Düşüncelerim.
Sonra okumaya başladım eski bile olsa yazılanlardan, bana huzur veren karanlık anlardan, anlarımızdan. Okudukça sustu kalabalık. Bir zamanlar kurulmuş hayallerin yerini yeller almış. Ben yine de mutluyum, önceden olabildiğim insanı düşündüğüm zaman. Başarabildiğim birliktelikleri, sevebildiklerimi düşündüğüm zaman mutluyum.
Bu içi sevgisizlikten ve nefretten kavrulan kadından, üstüne öfke katılmış yalnızlıktan sıyrılıp o anları yaşamaya gidebiliyorum.
Eski fakat ben okuyorum. Görebiliyorum, o kadar canlı ve renkli.
Tanımadığım sokaklarda dolaşırken hissettiğim özgürlüğü hatırlıyorum. Elimde son damlası kalmış onu da vermemek için çırpındığım özgürlüğün ayaklarımı yerden kesen bitmek bilmez, her şeyi yapabilirim hissini hatırlıyorum. Ruhumun serbest dolaştığı zamanlarımı, ellerimi, tenimi, saçımın kokusuyla bile mutlu olabildiğim günlerimi hatırlıyorum.
Kaosun ortasında çırpınırken, eskilerde nefes alıyorum.
Çok sevebiliyorum fakat aynı zamanda nefretimi susturamıyorum. Şiddetle büyüyen öfkeme karşı koyamıyor, sakinliğime tutunuyorum. Sürekli devam eden savaşın içerisinde yoruluyorum. Bir tokatla kendime geliyorum.
Sistemin içerisindeyim. Çıkamıyorum. Sahiplenemiyorum. Sevemiyorum. Yeterince var olamıyorum. Sorguluyorum ve sonunda ben de her normal insan gibi sanırım aklımı kaçırıyorum...
Sonra kalabalık geldi, gürültü. Karanlık gitti ve rahatsız edici ışığıyla gözüme, beynime tekrar girdiler. Düşüncelerim.
Sonra okumaya başladım eski bile olsa yazılanlardan, bana huzur veren karanlık anlardan, anlarımızdan. Okudukça sustu kalabalık. Bir zamanlar kurulmuş hayallerin yerini yeller almış. Ben yine de mutluyum, önceden olabildiğim insanı düşündüğüm zaman. Başarabildiğim birliktelikleri, sevebildiklerimi düşündüğüm zaman mutluyum.
Bu içi sevgisizlikten ve nefretten kavrulan kadından, üstüne öfke katılmış yalnızlıktan sıyrılıp o anları yaşamaya gidebiliyorum.
Eski fakat ben okuyorum. Görebiliyorum, o kadar canlı ve renkli.
Tanımadığım sokaklarda dolaşırken hissettiğim özgürlüğü hatırlıyorum. Elimde son damlası kalmış onu da vermemek için çırpındığım özgürlüğün ayaklarımı yerden kesen bitmek bilmez, her şeyi yapabilirim hissini hatırlıyorum. Ruhumun serbest dolaştığı zamanlarımı, ellerimi, tenimi, saçımın kokusuyla bile mutlu olabildiğim günlerimi hatırlıyorum.
Kaosun ortasında çırpınırken, eskilerde nefes alıyorum.
Çok sevebiliyorum fakat aynı zamanda nefretimi susturamıyorum. Şiddetle büyüyen öfkeme karşı koyamıyor, sakinliğime tutunuyorum. Sürekli devam eden savaşın içerisinde yoruluyorum. Bir tokatla kendime geliyorum.
Sistemin içerisindeyim. Çıkamıyorum. Sahiplenemiyorum. Sevemiyorum. Yeterince var olamıyorum. Sorguluyorum ve sonunda ben de her normal insan gibi sanırım aklımı kaçırıyorum...
Yorumlar
Yorum Gönder