Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Biliyor musun.

Amaç? 

Diye soruyorlar. Nedir? Biliyor musun? Söyle o zaman. Bence hiç kimsenin bildiği değil. Bence bildiğinizi sandığınız ne varsa yanlış.
Bilmiyor olmak daha değerli geliyor bu zamanlarda. 
"Bilmiyorum" diyenlere olan saygım büyük. 

Çünkü ben tek bir şeyden emin olabildim. Biliyorum dediğim ne varsa hepsi kayboldu. 

Çünkü ben biliyorum diyen ne kadar insan varsa yanlışa düştüklerinde bile "bilmiyorum" dememek adına yalana devam ettiklerini gördüm.

Ve ben uzaklaştım. 

Birilerinin yüzlerine çelişkilerini söylediğinde ne yapıyorlar biliyor musun?

Gözünün içine bakarak yalan söylüyorlar. Ve kabul etmiyorlar. 

Birinin karşısına geçip de "hiç düşündün mü?" dediğin zaman. 
"Tabii ki" diyor.

Aslında bunu söylerken bile basitleşiyor. Bir insan her şeyi nasıl düşünebilir ki...

Bir ömrünü düşünerek geçirip ölmüş bir insanı kaldırıp sorsan sana "çözdüm ben" diyebilir mi?

Peki sen nasıl bu kadar farkındasın ve eminsin "düşündüm" derken. 

Nerede başladın ve nerede bitirdin düşünmeyi. Nerede vardın sonuca ve neden cümlelerin hemen bitiyor anlat dediğim zaman. 

İnsanların salak oluşları değil burada beni rahatsız eden. Kendilerinden emin duruşları değil. İnsanların çelişkilerini bile boş vermiştim bir süre önce. İnsanların zeki olduklarını düşünmeleri bile rahatsız etmiyor beni artık.. Görmüyorum ben onları.

Rahatsız edeni, onlar bizi görüyorlar. Ve onlar bize söylüyorlar, sürekli ve sürekli olarak. Yanlış olduğumuzu. 

Ben her zaman yanlış oldum. Ben her zaman amaçsız oldum. Ben her zaman hiçbir şey yapmıyor oluşum ile yargılandım. Çünkü benim yaptıklarım her zaman hiçbir şey oldu. 

İsteklerim bu dünyaya ait değildi hiç kimse için.

Rahatsız eden kısmı. Yorum yapma dürtüleri. Konuşmaları, sesleri, cümleleri. Manasızlıkları ile karşımda durup "Biz muhteşemiz, ya sen?" demeleri.

Rahatsız ediyor mu? Aslında etmiyor. Her nasıl olduysa artık beyinlerini çıkartıp yerine yenisini taksam bile aynı olacaklarının farkına varmışım ben. 

Farkındayım ben artık, benden yeni bir ben yaratamayacaklarının. Benim ise onlardan kaçmam gerektiğinin. Aptallıklardan, boş konuşmalardan, yargılarından uzak durmak gerektiğinin farkındayım.

Bir çok şeyin farkındayım ve daha bir ton şey var farkında olacağım. Ve ölürken bile ben aslında hiçbir şey bilmiyorum diyeceğimin...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...