karamsarlığımın, sevimliliğimle çeliştiğini biliyorum.
hangisini değiştirebilirim fikrim yok. felsefem; insanlık yok olsun derken, kendimi yok etme çabamı küçümsüyorum.
sevemiyor, güvenmiyor, tiksiniyorum. çünkü görüyorum.
evrende ne kadar gizli mesaj varsa sanki önce benim kalbimden geçiyor.
önce bende var oluyor sonra hepsini yaşatıyorum.
sağlamasını insanlığın boka batmış ruhlarıyla yapıyorum.
acımıyorum onlara, gidişlerinde arkalarından bile bakmıyorum.
bazen narsist davranışları eleştirirken aynaya bakıyorum. aynada gördüğümü öldürüyor ve yeni bir ruha yol alıyorum.
bende binlercesi var...
hepimizde olduğu gibi.
çelişkilerin içerisinde istenmeyen bir varlık olarak doğduğun zaman, ruhun bir milyon parçaya bölünüyor.
ve hepsi başka yollarda kayboluyor.
birileri senin var oluşun için ağlamış zamanında.
kabul edilemez fikirlerinle yoruyorsun herkesi.
insan kendini sevebilir mi?
bence insan yalnızca kendini sevebilir.
başkasını severken de buradan yol alırsın.
işte bunlar bir narsistin cümleleri olsa gerek. bana aitler. benden çıkanlar bunlar.
tiksinen insanlar olabilir, varlığımdan.
sevgi dolu görünüşümle aldatıyorum. tüylerim diken diken insanların beni sevebiliyor oluşundan.
çünkü herkesin dürüst olmamasından yakınırken en büyük yalanı ben sadece hayatlarında olarak yaşıyorum.
ölümle yan yana uyuyorum her gece. ölümden korkma hastalığına da bu yüzden yakalanıyorum.
bu da hayatın benimle en güzel taşak geçme şekli.
ve ben her ataktan sonra takdir ediyor ve hayranlıkla karşılıyorum. ruh dengemin bu denli manidar bozuluşuna karşı içten içe bir hayranlık duyuyorum.
aynı benim gibi. çok sessiz ilerliyor. ve büyük ataklar yaşatıyor. nedenini çok iyi görsen bile, gelişini göremiyorsun.
her gün uyandığım evde bir yabancı gibi hissediyorum.
binlerce defa yürüdüğüm yoldan geçerken, geçmişi siliyor ve ilk kez yürüyorum.
her anı silebiliyor ve kafamda yarattığıma inanıyorum.
içselleştirdiğim ne varsa saliselik bir anda yakıyorum inançları.
inanmıyorum ve dışlıyorum.
herkesi dışarıda bırakırken, içeride yalnız kalacağımdan korkan küçük benliğimi eziyorum.
her gün ve gece yalnızlık kötüdür başlıklı demeçler dinlerken tanıdığım ve tanımadığım insanlardan, gizli gizli sırıtıyorum.
çünkü ben yalnız kalabilmekten gelen özgürlüğümü, yıllarca süren savaşlarımı atlatarak kazandığım benliğimi de kutluyorum her sene yenilenen tarihimde, doğum günlerimde.
hangisini değiştirebilirim fikrim yok. felsefem; insanlık yok olsun derken, kendimi yok etme çabamı küçümsüyorum.
sevemiyor, güvenmiyor, tiksiniyorum. çünkü görüyorum.
evrende ne kadar gizli mesaj varsa sanki önce benim kalbimden geçiyor.
önce bende var oluyor sonra hepsini yaşatıyorum.
sağlamasını insanlığın boka batmış ruhlarıyla yapıyorum.
acımıyorum onlara, gidişlerinde arkalarından bile bakmıyorum.
bazen narsist davranışları eleştirirken aynaya bakıyorum. aynada gördüğümü öldürüyor ve yeni bir ruha yol alıyorum.
bende binlercesi var...
hepimizde olduğu gibi.
çelişkilerin içerisinde istenmeyen bir varlık olarak doğduğun zaman, ruhun bir milyon parçaya bölünüyor.
ve hepsi başka yollarda kayboluyor.
birileri senin var oluşun için ağlamış zamanında.
kabul edilemez fikirlerinle yoruyorsun herkesi.
insan kendini sevebilir mi?
bence insan yalnızca kendini sevebilir.
başkasını severken de buradan yol alırsın.
işte bunlar bir narsistin cümleleri olsa gerek. bana aitler. benden çıkanlar bunlar.
tiksinen insanlar olabilir, varlığımdan.
sevgi dolu görünüşümle aldatıyorum. tüylerim diken diken insanların beni sevebiliyor oluşundan.
çünkü herkesin dürüst olmamasından yakınırken en büyük yalanı ben sadece hayatlarında olarak yaşıyorum.
ölümle yan yana uyuyorum her gece. ölümden korkma hastalığına da bu yüzden yakalanıyorum.
bu da hayatın benimle en güzel taşak geçme şekli.
ve ben her ataktan sonra takdir ediyor ve hayranlıkla karşılıyorum. ruh dengemin bu denli manidar bozuluşuna karşı içten içe bir hayranlık duyuyorum.
aynı benim gibi. çok sessiz ilerliyor. ve büyük ataklar yaşatıyor. nedenini çok iyi görsen bile, gelişini göremiyorsun.
her gün uyandığım evde bir yabancı gibi hissediyorum.
binlerce defa yürüdüğüm yoldan geçerken, geçmişi siliyor ve ilk kez yürüyorum.
her anı silebiliyor ve kafamda yarattığıma inanıyorum.
içselleştirdiğim ne varsa saliselik bir anda yakıyorum inançları.
inanmıyorum ve dışlıyorum.
herkesi dışarıda bırakırken, içeride yalnız kalacağımdan korkan küçük benliğimi eziyorum.
her gün ve gece yalnızlık kötüdür başlıklı demeçler dinlerken tanıdığım ve tanımadığım insanlardan, gizli gizli sırıtıyorum.
çünkü ben yalnız kalabilmekten gelen özgürlüğümü, yıllarca süren savaşlarımı atlatarak kazandığım benliğimi de kutluyorum her sene yenilenen tarihimde, doğum günlerimde.
Yorumlar
Yorum Gönder