Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

huzur nedir. yenir mi.

Hi little kitty. 

huzuru bulabilmek önemli olan. nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa o kodumun huzuru. varlığı yokluğu günde bir milyon kez yer değiştiren hayalet huzur.

bir anda yakaladığımı sanıyorken kendimi arkasında nefes nefese koşarken buluyorum. gel geleceksen. ya da siktir git rüyalarımdan.

zor olan değil hiçbir zaman istediğim. asla olamayacak şeyler istediğimi sanmamın sebebi hiç ben olmadım. anlıyorum artık, şuan geri çeviremezsiniz. istediklerim güzel ve normal.

bir taro ile elde ettiğimi istedim hep. o kadarcık.

bir müzik bir müzik daha. üstüne karanlık. üstüne dürtülmemek. üstüne kaygısızlık.

yalnızlıkta bulabildiğim huzuru kaçırmadan yanımda duranlar. yanında durduklarım. ah ne az.

ne çok konuşuyorsunuz çünkü o yüzden. bazen cümleleri nasıl anladığımı düşünüyorum. çünkü anlıyorum ve anlama çabasında değilken.

bazen kafamın çok dolu olduğunu hissediyorum bazen de bomboş.

bomboş olan haline hasta olduğumu söylememe gerek yok.. adeta bir idiot oluyorum ve o inan ki en güzel kafam. demek ben mutluyum o anda.

geliyor aslında huzur. ayaklandı da görebiliyorum da. oluyor da.

korkular da gitmeli. korkular benim yaşanmaz halim.

bu halimle ben de yaşanmaz oluyorum farkındayım. pek fazla şey gizli çünkü. açıkça söylenecekler söylendi gibi görünse bile. her şey ortada bir halim varsa bile. o içimdekilerin orospu çocukluğundan kaynaklanıyor.

gülüp kaçışıyorlar tam çıkmaları gereken anda.
münasebetsiz çocuklar gibi. en olmadık zamanda çıkmak üzere saklanıyorlar. siktirin gidin bence. hiç de aramayacağım sizi.

belki ölürler beklerken.

mesela bugün kaygılarım var fakat biraz. konuşulacak çünkü. bir dolu insan olacak ve konuşacaklar. hiçbir söylediklerini önemsemediklerim ve tek istediğim ben yokmuşum gibi davranmaları. fakat nefretimi sevimlilikle kapatıyorum görmesinler diye. gördükleri zaman, göründüğüm zaman suratlarındaki ifade üzüyor beni. üzüyor onların gerçeklerle yüzleşmeleri.

önemsemediğimi söylesem bile üzülüyorum ben. bu saçma vicdan gereksiz merhamet öldürecek beni bir gün.

söyleyemediklerimle doluyum.

gülümseyeceğim yine her birinize. çok eğleneceğim yine içimden gelecek. yine ben ben olamayacağım çoğu zaman.

yalanlar havada uçuşacak, hepsi karşılıklı.

odama girip kapımı kapatıncaya kadar olacağım insan kaygısı bu. bir gün düşecek olan maskenin ağırlığı olsa gerek.

bir gün içimden geleni söyleyip insanlıktan kaçarak uzaklaşmak isteğinin baskısı.

fiziksel ve ruhsal maskeler yaratıyorum gitmeden önce. ikisi de ben değil. ikisi de benim içimden gelenler.

ah gidiyorum yine işte... tam olarak olmak istediğim yer var olmadığından pek de acıtmıyor aslında.

bir gün o huzura ulaştığım zaman belki daha zor olacak kopmak.

yorulacağım yine... ve yoran şeyler farklı oluyor bazı bünyeleri.

Sızlayan ayak tabanların değil mesela. Ya da morarmış bacakların değil. Yoran iki üç -olmasa da olur- insanın terslenmesi değil. Bir gün gece 01 ayaklanması bir sonraki gün sabah 04 uyanması değil. Değil işte hiçbiri yoramaz bu bünyeyi. Gerginlikler değil, korku değil, yüzündeki makyajın yapılışı ya da silinişi değil. Üstünü başını çıkartıp fırlatmak isterken düzgünce asmak zorunda olmak değil. Bütün gün aç karnını doyuramamak, çişini bile yapamamak da değil.

yoran şey söylediğin yalanlar. herkese, her zaman.

hey taro! auuhuhhuuu huhhuuu. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...

İçsel Çatışmalarım - Karen Horney

GİRİŞ "Çatışma birbiriyle çelişen bir dizi nevrotik eğilim arasındaydı ve bu çelişki en başta kişinin diğerleriyle ilişkisini etkilese de, zamanla kendisiyle olan ilişkisini de içine alıyor ve onun çelişkili özellikler ve değerler taşımasına neden oluyordu." "Temel işlevi içsel kuşkuları yatıştırmak olan mesnetsiz bir haklılık duygusu, parçalanmış bir insanı saf irade gücüyle bir arada tutan katı bir özdenetim ve tüm değerleri küçümserken ideatkkere ilişkin çatışmaları ortadan kaldıran sinizm" NEVROTİK ÇATIŞMALARIN YAKICILIĞI "Çatışmalar çoğunlukla fikirler, inançlar ve değer yargılarıyla ilişkili olduğundan onların farkına varmak için önce kişinin kendi değer sistemini geliştirmiş olması gerekir. Başkalarından devraldığımız ve özümsemediğimiz fikirler çatışmaya yol açacak ya da seçim yaparken kişiye rehberlik edecek bir güce sahip değildir. Yeni etkilere maruz kalındığında bu tür fikirlerin yerini kolayca diğerleri alacaktır." "Harry Emerso...