Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Her bitiş bir bitiştir, her başlangıç ise yeni bir bitiştir.

İçimde pislikler var. Herkesin var. Benimkileri tanıyorum hep vardı hep oradaydı. Keşke herkes tanışsa içindekilerle. Ben tanıştım, gömüldüm içeri, yarattım kendi dünyamı. İçindeyim. Çıkmaya çalıştığım, ışığın tatlı geldiği anlar oluyor. Hemen geçiyor. Geçiriyorum. Kaçıyorum. İçerilere!!!

Biraz zaman geçtiğinde hep çarptığım aynı duvar. Kendi ördüğüm duvarlar. O kadar zor yıkılması, hissediyorum. Yıkılmasını istemiyorum zor inşa ettik el ele. Fakar o kadar çarpıyorum o duvarlara, hissizleşene dek. Duvardan duvara.. Bağıra çağıra. Her şey duvarın içinde gerçekleşiyor. Çıkmaya çalıştık mı bir kaç kez? Evvvet! Denedik mi?? Evveet. Tabi ki ne oldu. Siktiğimin duvarı daha sağlam oldu. Yıkmaya çalışan içimdeki zavallı hala ezik duygulara yenilen kör ruhum! Seni de söküp atmak tek isteğim. Hala var olmak çabasındasın. Hala ben de varım demek ve aynı zamanda her gün, her saniye fark etmektesin sen var olamayacak kadar gömülmüşsün kafanın içine. Kimseyi o duvarların içerisine sokup işkenceye maruz bırakamayacağın gibi, duvarlarını yıkıp da sonunda kaçacak delik arayamazsın. Sen gerçekten yaşayamazsın. Her ne şekilde var edildiysem ben bu dünyaya gelirken bir iki setup yanlış olmuş olacak... Yokss böyle yaşanmaz olamaz her hissiyat. Her hissin var oluşu bu kadar yoramaz.

Bakıyorum nasıl da yaşıyorlar. İnanılmaz bir ortaya koyuş kendini. Hislerini alıp gözler önünde parçalıyorlar. Hislerine izin veriyorlar ele geçiriyor bedenlerini. Bense korkudan altıma yapmak üzere vura vura çatlattığım duvarları izliyorum her gece. Bir tek bura var, biraz olsun çıktığım nefes alıp verdiğim. 

Ben var olamayacak kadar fazla hissediyorum. Benim var oluşum demek ölümüm demek. Benim hislerim demek çöküşüm demek. Benim yok olduğum duvarlar arasında kalmam gerek. O duvarlar benim. 

Böyle de kalacak. Heyecan yaptın dimi salak. Abarttın hemen mnakoyim. Heyecan yok. Hadi. Çarpmak, vurmak, çatlatmak yok. Oturmak var, sakince yazmak var. Sakince durmak var. Olduğun yerde. Bırak yaşasınlar. Bırak sen hislere bi siktir çek. Olmaz sen yapamazsın. Sen hep durmalısın.

Sana göre değil bunlar. Aç müziğini. Yak sigaranı. Şansın varsa uyu, rüyalarında yaşıyorsun. Bundan ibaretsin. Böyle iyisin. Ruhuna iyi gelen bu. Soktuğumun duygu terapisi yüzünden oldu bunlar. Yok duygu falan. Hadi iyi geceler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

then dreams are the same.

saatler çok hızlı geçiyordu, dün ne yaptığımı hatırlamakta zorlanırdım, hangi aydı acabadan çok hızlı bir şekilde "o hangi yazdı ya" ya geldik. şimdi yılların ismini vermeyi bıraktım, zamansızlığa doğru koşuyorum. bir kaç günün ard arda aynı olmasından rahatsız olduğum zamanlar seneler içerisinde yaşanan boktanlıkların çok hızlı geçmesine sevinerek stabil halimi bütün dünyanın yanmasından bağımsız olarak korumaya çalıştığım zamanlara evrildi. hissizlik, gamsızlık, anlamsızlık, heycansızlık adını koyabiliriz farklı farklı. çok arabesk sound edecek ama bizi hayat bu hale getirdi diyebilir miyiz? her yaşananın bir öncekinin aynı olması sorunsalı, ben dışında yaşanan hayatlarında aşırı aynılığı bizleri bir şey yaşamanın herhangi bir manası olmadığına getirmedi mi? içimizdeki ölü ruhlarla küçük zevkler alma çabalarımızla günleri, yılları değil de artık hayatları deviriyoruz. ve en güzel kısmı sikimizde bile değil. diyebilir miyiz? ben diyorum. bunu kötü ve dark bir şey olduğun...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten. 

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...