Sanki yeterli gibi. Bütün bunlar bu sayılar tarihler anlamlı gibi. Sadece senede bir defa bir manası var gibi. Ve bu defa bu tarihe bu saate baktığımda yetmiş gibi hissediyorum. Sanki odamın kapısını kapatıp gelip oturduğum zaman bir daha dışarı çıkmam gerekmiyormuş gibi. Her adımım, her lafım, her yazım, her anım sonmuş gibi bugün. 27 sene bitmiş ve fakat sanki yetmiş gibi. Devamı gelmese de olur gibi.
Her şey loopta gibi. Bu andayım şuan ve geçmişe bakıyorum. Her şey aynılaşmış. Hani bir period biter ve başa sararsın artık bitmiş ve başa dönülmüş gibi. Hiç bir yeniliğin yeni hissi kalmamış, her şey eskimiş ve değeri yok edilmiş gibi.
Bu dünya da yaşanacak çok şey var gibi gelirken şimdi yaşanmayanları bile düşünmek yoruyor belki o yüzden. Belki ben çok fazla yaşıyorum diyedir. Diğerleri gibi olabilsem belki de yorulmazdım bu kadar.
Belki ben her şeyi hissetmesem ve her olacağa aslında bitmek üzere olan bir şeyin hüznüyle bakmasam bu kadar yorulmazdım. Bu kadar yetmezdi bana yaşananlar.
Boktan ve manasız olmazlardı.
Her insan gelip geçici biliyorum. Gelip geçmelerini beklemek ve bu süreçte ömrün geçmesi ise tam bir saçmalık. Sonu düşünmek, sürekli olarak, hiç durmadan sonları düşünmek...
Boşluğun içinde gibiyim çoğu zaman. Çoğu zamanı hissedemiyorum. Çoğu zaman ben kim olduğumu karıştırıyor zaman karmaşasında çocukluğum ve yaşlılığım arasında gidip geliyorum.
Bu an, bitmesi gerekir gibi her şey.
Yaşamaya değer ne var acaba diye düşünürken buluyorum kendimi.
Yaşamak nedir. Kim koymuş bunun değerini benden başka...
Kim değer biçebilir ki başkasının hayatına. Çok mu gerekliyiz? Bana hiç öyle gelmiyor.
Bana gereksiz geliyor işte. Ve bu anda ben kalmalıyım.
Bu andan çıkmalıyım.
Bu an hiç güzel değil. Her sene olduğu gibi sonbahar başlangıcı, bir sene bitişi... Kutlanabilir mi?
Sevinebilir mi bir insan boşa geçmiş bir sene daha.
Verdiğin zararlara baktığın zaman.. hem kendine, hem dünyaya hem de başka insanlara kutlayabilir misin?
Varlığımın bir hata olduğunu düşünürken nasıl mutlu olabilirim.
Evet her sene önem vermediğimi söyleyerek kendimi kandırmalarım bitmiştir. Önemsiyorum.
Sadece ne kadar boktan ve gereksiz bir hayat yaşadığımı düşündürerek kendime, önemsiyorum.
Midem ağrıyor ve bu anda kendi kafamın içinden çıkmak istiyorum.
Sürekli içinde olmaktan sulandırdığım beynimi rahat bırakmak istiyorum.
Bu loopun içinde olmaktan tiksiniyorum. Bütün bunlar.. Her şey. Herkes. Ve dünya. Bokum gibi bir şeyler.
Önemsiyorum. Önemsenmemesi gerektiğini düşünerek, önemsiyorum.
Bir sınır bu, çizgi, başlangıcı ve bitişi. Günler aylar manasız fakat bugün bir tokat bana. Bugün manalı. Bugün yine bana hatırlatıyor ölmenin daha mantıklı bir şey olduğunu.
Ama neydi...
Soruyor;
"O halde ne diye sabah yataktan kalkıyoruz ki?"
ve ben de kendime bunu soruyorum...
"ama aslında bu sorunun cevabı intihar etme cesaretimin olmamasıdır."
Her şey loopta gibi. Bu andayım şuan ve geçmişe bakıyorum. Her şey aynılaşmış. Hani bir period biter ve başa sararsın artık bitmiş ve başa dönülmüş gibi. Hiç bir yeniliğin yeni hissi kalmamış, her şey eskimiş ve değeri yok edilmiş gibi.
Bu dünya da yaşanacak çok şey var gibi gelirken şimdi yaşanmayanları bile düşünmek yoruyor belki o yüzden. Belki ben çok fazla yaşıyorum diyedir. Diğerleri gibi olabilsem belki de yorulmazdım bu kadar.
Belki ben her şeyi hissetmesem ve her olacağa aslında bitmek üzere olan bir şeyin hüznüyle bakmasam bu kadar yorulmazdım. Bu kadar yetmezdi bana yaşananlar.
Boktan ve manasız olmazlardı.
Her insan gelip geçici biliyorum. Gelip geçmelerini beklemek ve bu süreçte ömrün geçmesi ise tam bir saçmalık. Sonu düşünmek, sürekli olarak, hiç durmadan sonları düşünmek...
Boşluğun içinde gibiyim çoğu zaman. Çoğu zamanı hissedemiyorum. Çoğu zaman ben kim olduğumu karıştırıyor zaman karmaşasında çocukluğum ve yaşlılığım arasında gidip geliyorum.
Bu an, bitmesi gerekir gibi her şey.
Yaşamaya değer ne var acaba diye düşünürken buluyorum kendimi.
Yaşamak nedir. Kim koymuş bunun değerini benden başka...
Kim değer biçebilir ki başkasının hayatına. Çok mu gerekliyiz? Bana hiç öyle gelmiyor.
Bana gereksiz geliyor işte. Ve bu anda ben kalmalıyım.
Bu andan çıkmalıyım.
Bu an hiç güzel değil. Her sene olduğu gibi sonbahar başlangıcı, bir sene bitişi... Kutlanabilir mi?
Sevinebilir mi bir insan boşa geçmiş bir sene daha.
Verdiğin zararlara baktığın zaman.. hem kendine, hem dünyaya hem de başka insanlara kutlayabilir misin?
Varlığımın bir hata olduğunu düşünürken nasıl mutlu olabilirim.
Evet her sene önem vermediğimi söyleyerek kendimi kandırmalarım bitmiştir. Önemsiyorum.
Sadece ne kadar boktan ve gereksiz bir hayat yaşadığımı düşündürerek kendime, önemsiyorum.
Midem ağrıyor ve bu anda kendi kafamın içinden çıkmak istiyorum.
Sürekli içinde olmaktan sulandırdığım beynimi rahat bırakmak istiyorum.
Bu loopun içinde olmaktan tiksiniyorum. Bütün bunlar.. Her şey. Herkes. Ve dünya. Bokum gibi bir şeyler.
Önemsiyorum. Önemsenmemesi gerektiğini düşünerek, önemsiyorum.
Bir sınır bu, çizgi, başlangıcı ve bitişi. Günler aylar manasız fakat bugün bir tokat bana. Bugün manalı. Bugün yine bana hatırlatıyor ölmenin daha mantıklı bir şey olduğunu.
Ama neydi...
Soruyor;
"O halde ne diye sabah yataktan kalkıyoruz ki?"
ve ben de kendime bunu soruyorum...
"ama aslında bu sorunun cevabı intihar etme cesaretimin olmamasıdır."
Yorumlar
Yorum Gönder