Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

Hellö.

Film çeksem adını "Beynimin Izdırabı" koyabilirim. O kadar acıklı ve rahatsız edici düşüncelerim var. Hepsini duyuyorum, anında hissediyorum. Kimi zaman gülüyorum da, kimi zaman elimde kesici bir alet olmadığını düşünüp rahatlıyorum. Zira bazen bir insanı öldürmek düşüncesi hiç o kadar kural dışı gelmiyor. Hatta bir hayli insanlığa bir iyiliğim dokunacak gibi geliyor. Bir insanın yok olması ne kadar dünyayı değiştirebilirse artık.. Bir insanın yalnızca o anda susması, dünyayı ne kadar güzel bir hale getirirse..

Beynimin Izdırabı. Evet mesela anlatıyor birisi konuşuyor, dudaklarının oynadığını fark ediyorum önce, sonra gözler bana dönük "herhalde bana anlatıyor" diyorum. Ses de var demek ki bu gerçekten benim de içinde olduğum bir an. Evet evet. Kesinlikle benimle konuşuyor. 

Peki ne zamandır? 

Konu nedir? 

Son bir iki kelime yakalıyorum. Klasik olabilecek konuları kafamda hızlıca geçip, anahtar kelimelerle eşleştirme yapıyorum. Kilo, makyaj, evlilik, yaş, burç, alışveriş, ev, araba. Evet, bulduk konuyu. Herhangi çok önemli hayat meselesi, konuşuluyor. Yüksek ihtimal karşılıklı. Herhalde cevap vermişim.. 

Şimdi fark ettim ve samimiyetsiz görünmeme çabası ile kısa bir gülümseme. (Hala bir fikrim yok neden bahsediliyor ve niçin ben oradayım) kaçış. Nokta. 

Beynim o sırada kimseyi değil kendini dinliyordu. Çünkü o sırada beynim; 728372 gün önceki olayda nasıl bir tepki verdiğim, 6287 saat önce ki insan ben miydim?, acaba bir gün 98 adet içimde kalmış söylenecekten bir tanesini söyleyebilir miyim?, yalancı mıyım?, bütün bunları neden yapıyorum, yaşamamın manası ne, yaşamama gerek var mı? Bence yok.. İle alakalı, sonu olan veya olmayan, başı kıçı belirsiz hepsi bana ait diyalogla uğraşıyordu. 

Beynim kendine odaklanma şansı vermiyordu. Beynim çoğu zaman kendine en doğal düzeyde, kısa süreli, sosyalleşme adına kurulacak diyaloğa da izin vermiyor. Çünki ben en değerli diyalogları kendimle gerçekleştiriyorum. Çünki ben sadece kendime inanıyor ve sadece kendimi kandırabiliyorum.

Yoktan var edip, görebiliyor, hissedebiliyorum. 

Nasıl yaptığımı görseler hayret ederler. Ya da etmezler bilmiyorum.

Fakat benim beynin susmaz bir yapısı var. Ve bu bir ızdırap. 

Gerçekten var olanları yaşayamaz hale getiriyor. Gerçekten etrafımda dönenleri göremez ve hissedemez hale getiriyor. 

Bugün çığlık duydum. Hiçbir yerden geliyordu. Hiçlikten geldi. Baya duyuldu. Benden başka kimse duyamazdı. 

Geçen gün kalp atışlarımı dinledim. Duyuluyordu. Hissedersin, göğsünde ve bazen karnında. Ben duyuyordum kulaklarım ağrıdı. Uzun sürdü bu..

Ve ben her zaman dinlemedeyim. Kıvranışı olsun, esprileri olsun, şakalar, her şeyle dalga geçmek, her şeye mantık bulmak, her konuda bir laf edebilmek, göt edişleri of hepsi çok tatlı. Canım beynim. Fakat kendi beynim beni ele geçirdi. Ve artık kimseyi duyamaz hale getirdi. Bırakmıyor iki kelam edeyim. Bırakmıyor, dinleyeyim, bırakmıyor beni. Gitmiyor. Beyin. Boş konuşuyor, çok konuşuyor. Gitsin. 

Bugün 8 dakika düşünmediğimi fark ettim. Hayatımdaki çok uzun zamandır en güzel an'dı. Henüz tekrarlanmadı. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...