Var olduğum anları toparlamaya çalışırken buldum kendimi. Var olmanın gölgesinde değil gerçek hissiyle karşılaştım mı? Gerçekten hissettim mi kendimi, iç savaşımın durduğu bir an oldu mu? Ben hiç acaba sustum mu.
Buldum, o anı yaşıyorum bulduğumdan beri. Bir akşam üstü, bir gece ve ben var oldum. Yaşadığım küçücük mağaradan çıkmamı sağlamış bir zaman dilimi. Evet!
Dağları ve tepeleri geçtim bir akşam üstü ve asla olamam dediğim bir motosiklet üzerinde. Bir şarkı açıp sonsuza dek dinledim. Rüzgarı, gökyüzünün mor-mavi rengini, hiç silemeyeceğim bir kokuyu, yüzüme yapışmış şaşkınlığı ve maviyi ve de yeşili hissettim ben. Coşku hissettim ve aynı zamanda müthiş bir dinginlik vardı içimde.
Bir ses duyuyordum yalnızca ve evet bu ses kafamın içerisinden gelmiyordu. Bu ses gerçekten duyuluyordu. Bana anlatıyordu, iletişimde değildik, fakat sesini duyuyordum bir adamın. Sonra yaylılar.. Sonra piyano. Durdurmak istemediğim hislere sahiptim ve hücum ediyorlardı ellerime, ayaklarıma, bedenimi hissetmemi sağlıyorlardı. Gerçekliği de..
Beynim kilitleri açmış, izin vermişti olmama.
Çok uzaktaydım ve aynı zamanda olmam gereken yerdi.
Ve sonrasında yollar var, karanlık yollar, ve sonsuzluğu anlatan müzik, sonsuzluğu bir ana sığdırmanın verdiği heyecan benimleydi. Ve yine de kalbim yavaştı. Kalp atışlarım kulaklarımda değildi, kalbim yavaştı. Sonsuzluk o yolda benimleydi.
Bakıyordum, görüyordum ve bakmaya devam ediyordum. Hiç kimse konuşmadı, dünyada o anda herkes susmuştu, kafam bile tek bir söz söylemedi. O an yalnızca görüyordum, her şeyi. Tek bir eylem, tek bir his, sade ve temiz.
"Çocuk oldum, bebek oldum, cenin oldum, tekrar doğdum, bir gecede büyüdüm."
Bir müzik, bir gece, bir koku ve ben var oldum.
Var olamadığımı derinden hissettiğim halde olduğum anlarda kıvranıyorum. Var olamamanın yarattığı açıkları kapatmaya çalışıyorum. Hissettiğini yaşamamanın, yaptıklarının yanlış, gittiğin yolun taşlı olduğunu bilerek gitmenin rahatsız edici hisleriyle boğuşuyorum.
Bazen bilirsin işte. Sadece bilirsin. Hatırlayamasan bile, eski sen'i, hatırlayamazsın nasıl bir hayattı yaşadığın, hatırlayamazsın çünkü güzel olanlar silinmeye mahkumdur.
Sonra bir gün gelir, bir an gelir işte nasıl gelir bilinmez beynin anahtarını verir. Seni kendini kilitlediğin kafesten çıkartır. Ve hatırlarsın, var olmayı, var olduğunu, bedenini, ruhunu hatırlarsın.
İçinde boğuştuğun hislerin çöpe atılmasındaki ilk adım.
Var olduğun anları hatırlamak gerekiyormuş. Son ataklar ve sonrasındaki harika yanılgılarım sonucunda geldiğim nokta: Korkular çöpte. Hatırladım ve şimdi gönül rahatlığı ile sarhoş olabilirim.
Verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür diler, gerçek olamadığınız için de çok içten küfrederim..
Yorumlar
Yorum Gönder