Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

küflendi

gözlerim kapalıyken aydınlığı daha çok buluyorum o karanlığın içinde. aslında gece dediğin bile daha korkutucu. kafam bozuk açıklama bu. 

ayılmak için çok geç, gerçeklik için ise çok erken daha. ben yine de kaçamıyorum beynime, derime hücum eden gerçeklerden.

bir insan kendi gerçekliğinin bu kadar farkında olursa ne kadar sürdürebilir ki? herhangi bir hayatı. bu kadar farkında olursan neyi neden yaptığını, neden söylediğini, neden ellerini sıktığını, her ayrıntıyı neden yazdığını bilirsen ne kadar dayanabilirsin ki? kendine ve gerçekliğine. 

bir insan kendini bu kadar iyi tanırsa. ne kadar durabilir, karanlıkta, kendi sesinin içinde? 

yaptığımız her şey yanlış. her şey yalan. bir adım yok ki arkasında durduğun zaman içinden bir ses çelişkilere boğulmasın.. bir adım yok ki, net. temiz. bir adım bile yok insanlık hayatında dürüstüm lan ben! doğruyum, diyebildiği. işte ben buyum. ben yalanım, doğrum bile yanlış. kabul ediyorum çünkü mecburum. kabul ediyorum çünkü gören benim, yaşayan benim ve oynayan benim. ben bunu biliyorum. ve ben bundan tiksinerek uzaklaşıyorum her kafam bozulduğunda. 

fakat bunu bilmek bir ton ağırlık daha koyuyor kafana. kimsenin bilmemesi. seni bile değil, anlattığını bile değil, gerçeklerini bile değil, sadece kendini. insan sadece kendini bile bilmiyor. insan sadece yanılıyor. ve sürekli. ve sürekli. 

ve insan hep yanlış. 

ve ben mükemmel değilim. 

ve benimle birlikte herkes çok yanlış. 

ve ben bunu söylemeye çalışıyorum. bunu içimden çıkartmaya, karşıma koyup anlaşmaya çalışıyorum. fakat sonunda hep aynı cümle ile karşılaşıyorum. 

hiçbir şey siyah-beyaz değildir dua. grilerde vardır.. 

belki de hissettiklerin doğru değildir dua.. belki geçmişin hayalet hisleridir içinde kalanlar. 

belki de şans vermelisin dua.. hayata, insanlığa, düşüncelere, geleceğe! vay mnakoyim. gelecek. 

gelecekte ben yokum ki. bu kafayla gelecek olabilir mi? herhangi bir şey sürdürülebilir mi? ben bile kendi kafamdan kaçmak isterken bununla bir gelecek düşünebilir miyim? 

yine kapattım gözlerimi, karanlıktan kaçmak için. yine bulmak istedim aydınlık. bazen oluyor. 

bu defa olmadı. 

bu defa ayılmak için çok geçti. gerçeklik için dayanılmazdı, ağır bir hava vardı. sallantılı bir kafaya delalet.. 

bazı gerçekleri ayıktığın zaman yüzleşmek için aydınlık istiyorsun. yüzleşmek için kaçmak istiyorsun. yüzleşmekten o kadar korkuyorsun ki, yok saymak istiyorsun. fakat olmuyor. 

aynı gözlerinin arkasında bile bulamadığın aydınlık gibi. 

gerçekler.

















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...