Keyifler azalıyor. Keyifler sınırlı. Boşlukları yoktan var olan, başı sonu olmayan sesler doldurmaya başlıyor.
Müziğe yedir, yazıya yedir, ruha yüklen, fiziksel çıksın.
Yalnızken konuştuğunu, kalabalığa sus. En güzel sesler yalnızken çıkar zaten.
Kimseye veremezsin ki karışıklığı, maniği severler, manikle güzeller.
İnsanız ya, üstün varlık, uçabiliyoruz fakat hala sessiz iletişim kuramıyoruz.
Konuşmak istemiyorum. Konuşursam ben çok kötü şeyler olcak.. Değil tabi lan. Bir bok olmayacak. Sadece hoşnut halinizi yoracağım, bu sebepten susmayı tercih ediyorum. Tokatlar yedim, her gün, hala da sıkıldıkça atarım bir kaç tokat kendime, gerçeklerden yaptığım bir demet içerisinden özenle seçtiklerimle kendi ağzımı yüzümü dağıtırım. Sonra toplaması zevkli.. Ama biliyorum siz sevmezsiniz tokatları, gerçekleri de sevmezsiniz. Size stabil vermek lazım, dümdüz gitmek lazım, küfretmemek lazım, yamulmamak lazım, herkesin her zaman mükemmel olmaya ihtiyacı var. Onu bozan ben olmayayım. Ok.
Susarak anlatamıyoruz diye bütün bu bulantı. Çünkü bulantı sözlerle anlatılamaz. Çünkü herkes mutluyu anlatabilir sözle. Dersin ki; çok mutluyum mnakoyim. Dersin. Herkes anlar. Mutsuzu da anlatırsın, mnakoyim dedin mi cümlenin sonuna hislerin şiddeti direk karşıya geçer. Hem de abartısız.
Bulantıyı nasıl anlatırsın. Karışıklığı mesela. Gereksiz hareketlerin, gereksiz hayatların, gereksiz olan fakat yapmak zorunda olduğun bir milyar adet zorunluluğun ruhunu sakatladığını nasıl anlatırsın.
Rahatsız edeni nasıl dillendirirsin. Duymak istemezlerse. Susmayı nasıl anlatırsın. Sessizliği nasıl?
Düşüncelerin hep aynı yerlerde dolanıyor. Çözmek adına uğraşıyorsun biliyorum. Çözmek ama neyi? Çözmek ama nereye kadar? Neden her şeyi düzeltme çabası. Neden yanlış olmamak yetmiyor, bütün doğruları istemek neden? Kaç doğru olabilir şu hayatta?! Belki 5.
Bir yerde susarım sanıyordum. Keyife doğru giderim sanıyordum. Sanıyorum benim keyfimin sınırı tarafımdan çizilmiş. Çok yakınıma, bütün doğru olmayanların yanına. Ufak bir aralığa. Kısa bir döneme. Gelip gidiyor sürekli. Gidiyorsa da ben gitmiyorum peşinden. Yoruldum ben. Hayat bazen gerçekten asidi kaçmış kola gibi hissettiriyor.
Olsun. Sessiz adımlar geri geldi. Sessiz adımlar dehşeti alıp götürdü. Sessiz adımlar yolu açar. İnanıyorum.
Ben gördüm. Sigaranı tersten yaktın, gördüm. Ve anladım. Sorun değil.
Yorumlar
Yorum Gönder