Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

yazıyorum kafamda.

kafamda geçiyor yazılar, yazmasam bile oradalar. yazılıyorlar. sanki her an gidebilirmişim gibi bir korku doluyor içime sonra, sanki yeterince anlatamamışım ve anlaşılmamışım dolayısı ile varlığımı tamamlayamamışım gibi. sanki her gün daha fazla susuyormuşum gibi.

çabalarım hep anlaşılmak yönündeydi.

hayatıma anlam katabildiğim tüm zamanlarım anlaşılmak ve düşüncelerimi paylaşabilmiş olmak üzerine. ne yazıktır ki bu zamanların sonu çabuk gelmiştir. ne garip ki anlaşıldığımı sandığım anlar çoktur. ne kadar yazık, hep anlamaktan korkmuşlardır. anlamaktan kaçmışlardır. ve neticesinde anlamaya yönelik ilgilerini kaybetmişlerdir, birer birer tüm sevdiklerim. oysa ki ben hep onları anlamak istedim. çünkü insan var olduğunu en çok o anlarda hisseder.

birileri seni tercüme ettiği zaman bilirsin ki anlam vardır.

yoksa ne yazık ki boğulursun koca düşünlerin altında. sitemler büyür.

sonra konuşursun kendinle, kendine konuşursun. söylersin hep. bu yalnızlıkla barışık olmalısın. paylaşmak gerçek değildir. paylaşmak ihtiyaç olmamalı. bu yazılar yetiyor olmalı, kafandan taşanları buraya geçirebiliyorsan, beynin akıyorsa parmak uçlarından, yetmeli.

ölüm geldiği zaman aklına, paylaşamadıkların da vuruyor hızlıca.

vurdu yine.
daha da vuracak zaman zaman. çocukluğumdan beri vurur bana bu kendini bilmez düşünceler. çocukluğumdan beri beni benden alır bu yalnızlık.

hep sustuğum zamanlar gelir aklıma. ne kadar çok sustuğum gelir hep aklıma. ve gülüşlerim, kahkahalarım, en mutlu hallerim gelir. bütün bu düşüncelerin sustuğu anlarda ki huzurum gelir aklıma. bilmeyenlerin bakışlarında gördüğüm kendim. ne kadar da uzaklar benden. hep uzak oldular. ne kadar da iç içe gibi ruhlarımız. hep öyle sandılar. herkes her zaman öyle sandı. gülüşlerim içimden gelir, ben olmadığım zamanlarda. ben bende değilsem gelir kahkahalar. ben benden uzaksam. onlar benden uzak olduğu zaman hissederim bunu. yalnızca gülebiliriz birlikte. ben yalnızca iyi olabilirim yanınızda. ben yalnızca sıradan olabilirim. nerelerden nerelere koştuğumu anlatamam beynimde. anlatamadım. bozmak istemedim, kırmak istemedim, boş bakışlara maruz kalmak istemedim, düşürmek istemedim harika modunuzu. kaçırmak istemedim. bu aptalca gülüşlerden ibaret olan paylaşımdan vazgeçmek istemedim.

ve sustum tabi.

yazmak zorundaydım. zira ölüm gelince akla, paylaşamadıklarım da geliyor hızlıca.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten.