Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

this mess we're in.

Yorgunluğu kahve ve yazıyla dövmek.
Ağzını burnunu kanatıp üstüne bira içmek.
O kadar acıtmak ki uykuya karışan beyin sikilmişliğinin rüyalardan kaçması.
Nefret ve tiksinti kusuyorum suratlarına bakışlarımla gün içinde.
Geceleri besliyorum kendimi o çöple yoğrulmuş insanlarla.
Sonra bok gibi acı acı müzikler dinleyip yazıyorum.
Daha ne kadar zavallı olabiliriz?
Güneşin doğuşuna kadar vakit var, az var, az kaldı. Anca oldum.

Anasının amındaki otelin siktiğimin bilmem kaçıncı çeşit berjerinden bildiriyorum.
İnsanlık yok olmalı.
Kim bulduysa ateşi pişmandır. Beynimizi pişmiş yiyeceklerle beslemeyi öğrendiğimiz için buralara gelmişiz.

Bu muydu lan yapacağımız? Çöp çocuklar doğurup, sokağa salıp, onun bunun duygularına tecavüz etsinler diye sırtlarını sıvazlamak mıydı?
Her gün doğuşunda binlerce hiçbir şey olacak insan yapıyoruz.
Sonra da diyoruz ki "ama çocuk çok güzel bir şey"
Hangi çocuk? Ne olmuş ki çocuk? Çocuğa sorsana bir. Harbiden güzel miymiş?
İyiki yapmışsınız beni anne baba diyen çocuk kaç tane var?
Günde 8 selfiesini, yediği yemeği, kahvesini ve ne kadar çok kıyafeti olduğunu sergilemek en büyük keyfi olan saçmalıkların narsisistik bozukluk sayılabilecek varoluş mutluluklarını saymıyoruz.
Onlar piremses oldukları için sayılmıyor. Onlar hashtag-aşk hashtag-8875.gelinfotoğrafı hashtag-askhımla253.kahvaltımız hashtag-kıskananlarölsün hashtag-benibeğenvebenimgibiolmakiste insanları.

Bedenin o senin. Sen beden değilsin.
Elinin ağzının gözünün güzelliğinin takdir edilmesiyle sen tatmin oluyorsan sen bir hiçsin.
Ayağına, koluna, memelerine giydirdiğin kumaşlarla bir şey olduğunu düşünüyorsan söyleyeyim, hiçbir şeysin.
Hiçbir şey olmadığını kabul ediyorsan benim için sen her şeysin.

Sen de her hiçbir şey olamamış varlık gibi hiçbir şeysin. Kum tanesi kadarsın.

Her şeyi çözmüş, karar vermiş, onaylamış fakat öncesine baktığında beyin süzgecinden bile geçirmemiş halleriniz. Ah.

"Ben varyaa asla" ile başlayan hiçbir dayanak gösterilmeden sunduğunuz "bence" kelimesi barındırmayan en yüce doğrularınızı anlatan cümleleriniz. Noktayı koymanızı beklerken bile yoruluyorum artık.

Ney? Düşünen hayvan.

Neyi düşünüyor ya. Ben hiç düşünen görmüyorum. Konuşan görüyorum, kesinlikle bilen görüyorum, iddia eden görüyorum, içi bildikleriyle çok rahat olan insanlar görüyorum fakat düşünen pek yok.

Bir ton cümle var mesela herkesin söylediği. Aynı cümleler. Bir gün oturup bunları yazmak istiyorum.

Suratlarına kahkaha atasım geliyor artık aynı kelimeleri arka arkaya söylediklerinde.

- Süzgeciniz var mı bayım?
- Hanımefendi, süzgeç var mı beyninizde?

Bu cümlenin cevabına göre saniyeler sonraki etkileşimimizi şekillendireceğim. Yoksa karbon kağıdıyla üst üste, her defasında daha da bozularak kopyalanmış sayfalar gibisiniz. Her gün daha kötüsü. Her gün daha azı taşınıyor kağıda. Bir zaman sonra söylediklerinizin gerçek bir manası bile kalmayacak fakat siz söyleyemeye devam edeceksiniz.

Size ne verildiyse kabul ederek devam ettiğiniz müthiş hayatlarınızda mutluluklar fakat ben bu siktiğimin berjerinin popoma verdiği his ile daha mutluyum.

Bir müzik açıp değiştiriyorum odadaki rüzgarın seyrini. Klima esintisi desem daha doğru olur.
Romantik olmaya gerek yok ne de olsa o da götümüzden uydurduğumuz bir gereksinim.

Ne çok var değil mi? Bunca boktanlık içinde hala insanlar romantizm eksikliğinden bahsedebiliyor.

Neler eksik bir dönüp baksa utanacağı isteklere sahip.

Sahip olduğu isteklerin hepsi sahip olmak adına. Sahip olmak istenenler ise gerekliliğinin sebebini bile açıklayamayacakları mallar üzerine.

Düşünmelerini sağlayabilecek sorular var. Sakince üzerlerine bırakılan sorular. Fakat ben cevaplarından bıktım. Ve artık susuyorum. Susmaktan ötedeyim, susturuyorum. Öteye gidin sizler de.

Sakince düşünmeye ihtiyacımız var. Her elimize tutuşturulanı benimsemeden, her olması gerektiğine inandıklarımızı bir tartmak lazım. Tabuları düşünebiliriz mesela. Gerçekten düşünebiliriz. Bir süzgeç yaratabilirsiniz kendinize. Kendinize ait bir düşünme kanalı mesela. Mesela. O kadar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

sacmaliyorum sanki..

bir sorun var. ve ben bunu yoksayiyorum. yapmam gerekeni biliyorum cok net ama yapmaktan korkuyorum. ve isin garip tarafi bu bana ilk defa oluyor. ne yapmam gerektigini cok iyi bilip de yapmamak.. tam tersine tam dikine gitmek. zorlamak sanki kendimi mi zorluyorum acaba? dayanma gucumu sinirlarimi. cok mu yanlis yapiyorum diye dusunuyorum surekli. bu kadar fazla dusunuyorsam bir sorun var demektir. ama ben sorunu cozemiyorum. cozemedigim icin belki kaliyorum. cozulmez bir durum var hosuma gitmiyor aslinda. ama sanki gidiyormus gibi ayni yerin etrafinda donup donup duruyorum. bazen bir seyi degil de her seyi kokunden degistirebilecegimi dusunuyorum. sonra bakiyorum bir adim bile atamiyorum. cunku kendi kendime yapabilecegim bir sey degil bu. ben yapabilirim saniyorum. ama tek yapabilecegim susmak, gitmek, bitirmek. ben bunlari becerebiliyorum en iyi yaptigim sey su hayatta bir seye son vermek ve arkama bile bakmadan gitmek. hic olmamis hic yasanmamis gibi davranmak. mukemmelim. ama so...

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...
ignorance is bliss. ignorance is strenght. demişler. ne kadar doğru söylemişler. ama biraz eksik kalmış bence. if you can ignore.. demeyi unutmuşlar. kimisi yapamazmış. bunu düşünememişler. ignore benim için sanırım sadece facebook'da yapılabilecek bir şey. gerçek hayat diye bir şey var. ve zor aslında. yani götünü de yırtsan ignore diye bir sekme açılmıyor beyninde. notification'lar var mesela. dolu böyle.. taşıyor artık. her gün 10 tanesi çıkıyor. seni bilgilendirmek amaçlı. ignore falan edemiyorsun. orda duruyorlar. birikiyorlar. rahatsızlık veriyorlar. olmaması gereken şeyler ama oluyorlar. sen de bunları yiyorsun bir güzel. yutuyorsun. he sindiremiyorsun. sonra da ben tokum diye gezebiliyorsun. çok ilginç. insan çok enteresan bir varlık. editlemeye çalışıyor beyin. hani yokmuş gibi davranayım, bazı özellikleri sileyim ama bazıları kalsın. ignore etme çabasında yoruluyor. error verdi benim ki bir kaç defa. kendimi yeniden başlattım mesela bu geçen zamanda.. geçen sy...