Ana içeriğe atla

Blog yazarları

Fotoğrafım
ihaveasmileonmyface
kedilerle ciddi düşünüyorum. a cynical misanthrope.

gdybym

aklımı akıtasım var sayfalarca. olanlar, olmayanlar, yaşanamamışlar, yaşanacaklar, ölüler, diriler, ruhsuzlar ve ruhu benimle kalanlar. hepsi ayaklanmış gibi. algılarım açık her şeye, hepsine ve herkese. 

çılgın bir aşk ve acılı bir ayrılığı aynı anda yaşıyor gibiyim. beynimin tüm ışıkları yanıyor şuan. bütün hormonlar aynı anda salgılanıyor gibi. müthiş bir senfoni var kafamın içerisinde. 

ne zaman ki düşünmeyi bıraktım, çabalamayı bıraktım, sorgulamayı ve istemeyi bıraktım, sonra biraz durdum ve gerçekten bıraktım o an oldu tüm bunlar. kendime yetişemiyorum sanki. 

kendine yetişememek neyse. ama bu hissi açıklayacak şiirselliğe sahip değilim. 

ruhumu şuan yolda görsem tanımam.

ulaşmaya çalışıyorum, konuşmaya tanışmaya. ve belki uzun süredir ilk kez seviyorum. bu özgürlüğü ilk kez tadıyorum. beni benden alan bir sonsuzluk var kafamın içinde. 

bir zaman gelip de "artık bu kafadan bi bok olmaz" dediğin vakit farklılaşıyorsun ve diyorsun ki "sikerler" 

her şey olur. her şey olabilir. her şeyi yapabilirsin. istediğin her zaman istemediklerini bırakabilirsin. yeter ki emin ol bir şeyi gerçekten istemediğine... 

istemediklerini bırakabildiğin vakit geldiğinde isteklerine geçebilirsin. ay ne kadar da kişisel gelişim zırvası oldum lan. yok hala melankolik, hala depresifim red yok. hala herkes her şey olabilir kafasında değilim. zira çoğu insandan bir bk olmadığını gözümle görüyorum her gün.

ama görebiliyorum ilk defa adımları.. adım adım gidebilirim. istediğim yerden, yoldan. tek önemli olan kısmı duvara toslamamak. duvar olanı sonsuzluk sanarak girmek de var çünkü. sonsuzluk ve duvar karışmamalı. daha önce karıştırdın, kafa göz daldın. o yüzden... iyi tahlil, güzelce istemek gerekli. duvar. no. dua. 

gözümün önünde resimler, çizimler, yaşanıyor adeta, bir kaç evrende aynı anda milyonlarca halimi görüyorum. aynı anda hepsini hissedebiliyorum. ve oluyor. bir kaç yol hariç hepsi oluyor. o yollara girmediğin sürece, baskılara dayanarak, aynılaşmayarak, kaçarak... biliyorum çok tahrik edici o kolay yollar. biliyorum sabah akşam düşünmek çok zevkli "laaan" diyorsun. ne basit. senden önce yüzlercesi yapmış, görüyorsun, iyiler yani. ama yok o olmaz. acılı yoldan gidiceksin. zor olandan. ama zor değilmiş gibi gitmen gerek. şu "sikerim lan" modunu hiç bırakmadan. gidersin ya. baya yürür gidersin abi. 

ve hayır mutluluk değil bu hissettiğim. huzur belki, dinginlik olabilir, heyecan değil onu biliyorum azcık korkuyla karışık merak. mutluluk değil ama. mutluluk kimyasal kafası benim gibi bünyelere. başka türlüsü de hastalık bile olabilir mutluluğun. o nedir yani. mutlu insan mı olur? 

soyutlamışım ruhumu o kadar ki sahip olduğum bedenden bile soyutlamışım. tek istediğim var olabilmek. istediğim halimle. hiçbir şeyim olmadan olabilmek. benden bir şeyler var etmek ve onlara da sahip olmamak. onları da özgür bırakmak. hayır çocuk değil. 

ben anlıyorum ama anlatamıyorum. belki bir gün. belki daha net. tam o netlik geldiğinde de ya uykum ya da çişim geliyor. sonra da gidiyor hemen. neys. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

insanlık için küçük benim için büyük bir farkediş, farketmemek.

        sevginin ne sikim olduğunu hiç bilmeden yetiştirilen ruhları hastalanmış insanlarımıza...  küfürle giriş yaptım. çünkü öle..  büyüme çağında sevgi dilenen ve dilendiği için utanan ve sonunda da bu konuyu bir daha düşünmemek ve kötü hissetmemek (hissettirilmemek) adına çok derinlere gömerek yetişkinliğe ulaşan kişiler sevginin öncelikle sağlam bir temelinin atılması ve tuğlaları üst üste koyarak inşa edilmesi gereken bir şey olduğundan bir haberler.  sevgiyi ailelerinden "bana baktı, büyüttü, aç bırakmadı, terk etmedi vb." gibi bir takım kan bağından dolayı oluşan zorunluluklar ve asgari düzeydeki ilgi alakadan ibaret olarak gördüler. seni doğuran kişi ya da bakan büyüten kişi her kimse onunla bile duygusal, iletişime dayalı bir sevgi inşa edilmesi gerekiyor aslında. bu konsepte çok uzak bir millet olduğumuz aşikar.  biraz daha girelim çünkü bu konu canımı çok sıkıyor.  anne kutsaldır dediler. hayır hiçkimse kutsal değildir. yalnızca o...

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ--- Irvin D. Yalom

VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ ÖLÜM: "İnsan büyük bir boşluktan, ciddi bir hastalıktan, yeni doğmuş gibi, derisini dökmüş bir şekilde, daha duyarlı ve kötücül neşe için daha duyarlı bir damak zevkiyle, bütün iyi şeyler için daha duyarlı bir dille, daha büyük bir keyifle, tehlikeli bir masumiyetle, daha çocuksu bir şekilde, ama daha önce hiç olmadığı kadar kurnaz bir şekilde çıkar. " Nietzche "Ölümün sunduğu karanlık arka plan, hayatın yumuşak renklerini bütün saflığıyla öne çıkarır." Santaya Sorumluluğun üstlenilmesi kişinin nihai kurtarıcıya olan inancından vazgeçmesiyle de sonuçlanmaktadır. ANLAMSIZLIK: "Şu anda yaptığım ve yarın yapacağım şeyden ne yarar gelecek? Benim bütün hayatımdan ne yarar gelecek? Başka şekilde ifade edecek olursam - Neden yaşamalıyım? Neden bir şey yapmalıyım. Yine başka bir ifade ile: Beni bekleyen kaçınılmaz ölümle tahrip olmayacak herhangi bir anlam var mı hayatta? Tolstoy Nevroz: Anlamını bulamamış olan ruhun acı çekme...
başka sebepler var. başka sebeplerim var biliyorum. ilk akla gelen sebep değil bu katlanışlarım. ve kaçışlarım. ve farkındayım herkes farkında bütün dünya ve o da farkında. olmayacak. olmuyor da zaten.