aklımı akıtasım var sayfalarca. olanlar, olmayanlar, yaşanamamışlar, yaşanacaklar, ölüler, diriler, ruhsuzlar ve ruhu benimle kalanlar. hepsi ayaklanmış gibi. algılarım açık her şeye, hepsine ve herkese.
çılgın bir aşk ve acılı bir ayrılığı aynı anda yaşıyor gibiyim. beynimin tüm ışıkları yanıyor şuan. bütün hormonlar aynı anda salgılanıyor gibi. müthiş bir senfoni var kafamın içerisinde.
ne zaman ki düşünmeyi bıraktım, çabalamayı bıraktım, sorgulamayı ve istemeyi bıraktım, sonra biraz durdum ve gerçekten bıraktım o an oldu tüm bunlar. kendime yetişemiyorum sanki.
kendine yetişememek neyse. ama bu hissi açıklayacak şiirselliğe sahip değilim.
ruhumu şuan yolda görsem tanımam.
ulaşmaya çalışıyorum, konuşmaya tanışmaya. ve belki uzun süredir ilk kez seviyorum. bu özgürlüğü ilk kez tadıyorum. beni benden alan bir sonsuzluk var kafamın içinde.
bir zaman gelip de "artık bu kafadan bi bok olmaz" dediğin vakit farklılaşıyorsun ve diyorsun ki "sikerler"
her şey olur. her şey olabilir. her şeyi yapabilirsin. istediğin her zaman istemediklerini bırakabilirsin. yeter ki emin ol bir şeyi gerçekten istemediğine...
istemediklerini bırakabildiğin vakit geldiğinde isteklerine geçebilirsin. ay ne kadar da kişisel gelişim zırvası oldum lan. yok hala melankolik, hala depresifim red yok. hala herkes her şey olabilir kafasında değilim. zira çoğu insandan bir bk olmadığını gözümle görüyorum her gün.
ama görebiliyorum ilk defa adımları.. adım adım gidebilirim. istediğim yerden, yoldan. tek önemli olan kısmı duvara toslamamak. duvar olanı sonsuzluk sanarak girmek de var çünkü. sonsuzluk ve duvar karışmamalı. daha önce karıştırdın, kafa göz daldın. o yüzden... iyi tahlil, güzelce istemek gerekli. duvar. no. dua.
gözümün önünde resimler, çizimler, yaşanıyor adeta, bir kaç evrende aynı anda milyonlarca halimi görüyorum. aynı anda hepsini hissedebiliyorum. ve oluyor. bir kaç yol hariç hepsi oluyor. o yollara girmediğin sürece, baskılara dayanarak, aynılaşmayarak, kaçarak... biliyorum çok tahrik edici o kolay yollar. biliyorum sabah akşam düşünmek çok zevkli "laaan" diyorsun. ne basit. senden önce yüzlercesi yapmış, görüyorsun, iyiler yani. ama yok o olmaz. acılı yoldan gidiceksin. zor olandan. ama zor değilmiş gibi gitmen gerek. şu "sikerim lan" modunu hiç bırakmadan. gidersin ya. baya yürür gidersin abi.
ve hayır mutluluk değil bu hissettiğim. huzur belki, dinginlik olabilir, heyecan değil onu biliyorum azcık korkuyla karışık merak. mutluluk değil ama. mutluluk kimyasal kafası benim gibi bünyelere. başka türlüsü de hastalık bile olabilir mutluluğun. o nedir yani. mutlu insan mı olur?
soyutlamışım ruhumu o kadar ki sahip olduğum bedenden bile soyutlamışım. tek istediğim var olabilmek. istediğim halimle. hiçbir şeyim olmadan olabilmek. benden bir şeyler var etmek ve onlara da sahip olmamak. onları da özgür bırakmak. hayır çocuk değil.
ben anlıyorum ama anlatamıyorum. belki bir gün. belki daha net. tam o netlik geldiğinde de ya uykum ya da çişim geliyor. sonra da gidiyor hemen. neys.
çılgın bir aşk ve acılı bir ayrılığı aynı anda yaşıyor gibiyim. beynimin tüm ışıkları yanıyor şuan. bütün hormonlar aynı anda salgılanıyor gibi. müthiş bir senfoni var kafamın içerisinde.
ne zaman ki düşünmeyi bıraktım, çabalamayı bıraktım, sorgulamayı ve istemeyi bıraktım, sonra biraz durdum ve gerçekten bıraktım o an oldu tüm bunlar. kendime yetişemiyorum sanki.
kendine yetişememek neyse. ama bu hissi açıklayacak şiirselliğe sahip değilim.
ruhumu şuan yolda görsem tanımam.
ulaşmaya çalışıyorum, konuşmaya tanışmaya. ve belki uzun süredir ilk kez seviyorum. bu özgürlüğü ilk kez tadıyorum. beni benden alan bir sonsuzluk var kafamın içinde.
bir zaman gelip de "artık bu kafadan bi bok olmaz" dediğin vakit farklılaşıyorsun ve diyorsun ki "sikerler"
her şey olur. her şey olabilir. her şeyi yapabilirsin. istediğin her zaman istemediklerini bırakabilirsin. yeter ki emin ol bir şeyi gerçekten istemediğine...
istemediklerini bırakabildiğin vakit geldiğinde isteklerine geçebilirsin. ay ne kadar da kişisel gelişim zırvası oldum lan. yok hala melankolik, hala depresifim red yok. hala herkes her şey olabilir kafasında değilim. zira çoğu insandan bir bk olmadığını gözümle görüyorum her gün.
ama görebiliyorum ilk defa adımları.. adım adım gidebilirim. istediğim yerden, yoldan. tek önemli olan kısmı duvara toslamamak. duvar olanı sonsuzluk sanarak girmek de var çünkü. sonsuzluk ve duvar karışmamalı. daha önce karıştırdın, kafa göz daldın. o yüzden... iyi tahlil, güzelce istemek gerekli. duvar. no. dua.
gözümün önünde resimler, çizimler, yaşanıyor adeta, bir kaç evrende aynı anda milyonlarca halimi görüyorum. aynı anda hepsini hissedebiliyorum. ve oluyor. bir kaç yol hariç hepsi oluyor. o yollara girmediğin sürece, baskılara dayanarak, aynılaşmayarak, kaçarak... biliyorum çok tahrik edici o kolay yollar. biliyorum sabah akşam düşünmek çok zevkli "laaan" diyorsun. ne basit. senden önce yüzlercesi yapmış, görüyorsun, iyiler yani. ama yok o olmaz. acılı yoldan gidiceksin. zor olandan. ama zor değilmiş gibi gitmen gerek. şu "sikerim lan" modunu hiç bırakmadan. gidersin ya. baya yürür gidersin abi.
ve hayır mutluluk değil bu hissettiğim. huzur belki, dinginlik olabilir, heyecan değil onu biliyorum azcık korkuyla karışık merak. mutluluk değil ama. mutluluk kimyasal kafası benim gibi bünyelere. başka türlüsü de hastalık bile olabilir mutluluğun. o nedir yani. mutlu insan mı olur?
soyutlamışım ruhumu o kadar ki sahip olduğum bedenden bile soyutlamışım. tek istediğim var olabilmek. istediğim halimle. hiçbir şeyim olmadan olabilmek. benden bir şeyler var etmek ve onlara da sahip olmamak. onları da özgür bırakmak. hayır çocuk değil.
ben anlıyorum ama anlatamıyorum. belki bir gün. belki daha net. tam o netlik geldiğinde de ya uykum ya da çişim geliyor. sonra da gidiyor hemen. neys.
Yorumlar
Yorum Gönder