bana biri bugün dedi ki "anladığım şeyler okumak istiyorum" aslında demek istedi ki "anlayabildiğim insanların yazdıklarını okumak istiyorum" sonra dedi ki "senin yazdıklarını anlıyorum" hassiktir lan dedim içimden. çok şaşırdım. belki ona bu kadar şaşırdığımı gösteremedim. nitekim ben de anlamadım ilk başta o kadar şaşırmış olduğumu. sonra durup düşünürken buldum kendimi. yine flach backler yine tanıdık insanlar. yine sorguladıklarım... bana birisi demişti ki, en yakınlardan birisi, hayatımın içinden hatta benim anladığım birisi, "neyse ki kimse anlayamaz yazdıklarını.." " neyse ki " dedi. " kimse anlayamaz " dedi. o gün ben anlaşılmak ile ilgili tüm kaygılarımı yitirdim. oymuş benim sınırım. demek dedim, sen de anlayamadıysan. ben gerçekten anlatmıyorum. ben düşüncelerin ellerimden klavyeye akmasına izin verirken aslında cümle kurmuyorum demek dedim. içimden söyledim, yüzüne söylemedim. çok durmamıştım üstün...